_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
1724 syf.
10/10 puan verdi
·
20 günde okudu
İtirazım Var! Hem de Her şeye
Eser için söylenecek o kadar çok söz var ki incelememi yazarken yazılarımı toparlamak için günlerimi vermem gerekti. Bu eseri uzun bir tren yolcuğu gibi düşünün, koltuğunuza oturmuş pencerenize yansıyan manzarayı izliyorsunuz. Yolculuğunuz içerisinde birçok durak olacak, her durağınızda ayrı bir yer görecek ayrı bir duygu yaşayacak ayrı birşeyler
Sefiller (2 Cilt Takım)
Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202488,3bin okunma
Reklam
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Dorian Gray ve Belalı Güzelliği
Etkisini kolay kolay unutamayacağım bir kitaptı. Sıkıp bunaltmayan, betimlemeleriyle bizi âdeta 17 ve 18. yüzyıla götürüp yaşatan, akıcı bir yapıt. Güzellik anlayışının felsefi bir anlam bulması, duygu ve düşüncelerin anlaşılır bir şekilde derlenmesi edebiyatın yanında felsefeninde duygusunu tatmamızı sağlıyor. Baş karakter Dorian'ın
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202374,4bin okunma
Enerjin değişmeden, frekansın yükselmeden hayatında hiç birşey değişmez. İnsanların, mekanların, olayların biri gider biri gelir ama hissettirdikleri hep aynı kalır ve sen hep aynı tepkiyi verirsin. Çünkü sen aynısın insanlar değişse de sende değişen hiç birşey yok. Bu kısır döngü; hayatında tekrar tekrar aynı şeyleri yaratanın içinde bir yerlerde olduğunu anlayıncaya, fark edinceye, idrak edinceye kadar devam eder. Ve sen yıllardır dışarıda aradığın cevapların aslında kendi içinde saklı olduğunu anladığında, yumağın ucunu bulur ve izleri takip edersin, işte o zaman dışarıda suçlayacak hiç kimse hiç bir olay kalmaz, illüzyon kare kare aydınlanır, tüm dikkatini kendine, içine ve kalbine yöneltirsin. İnsanın kendini keşfetmesi ve kendi önündeki engelleri kaldırması muhteşem bir his muhteşem bir maceradır, zaman ister, emek ister, adanmışlık ister.
(Kişisel düşünce köşesi 2)
Dün, bugün, şimdi ve yarın... Değişecek birşeyin olacağına hiç inancım yok. Tek değişen şey dünyaya yeni adım atan ve o adımları atacak hali olmadığında dünyadan göç edip, yerini başka adım atacak olanlara bırakanlar olacak. Onun dışında herşey aynı kalacak. Yaşayıp, görüp sonsuzluğa belki de boşluk yada hiçliğe ulaşan yolun yolcusu olacaklar. Yerlerini kimse doldurmayacak mı? Elbette dolduracak, peki değişen birşey olacak mı? Sanmam. Yıllardır bu böyle hayat aslında aynı hayat, yaşam aslında aynı yaşam... Böyle sürüp gitti, böyle sürüp gidecek. Sadece süreçler farklı ve bu süreçlerin farklı olması nedense bize değişiklik olarak yetiyor. Süreçler farklı ama çoğu işleyiş aynı. Dünyaya geliyoruz, ailemiz büyütüyor ve yetki sahibi olduğumuzu anladığımızda hayata atılmamız gerektiğini ve yaşamımızı sürdürmeyi amaç olarak benimseyip bu doğrultuda hayatımızı belki de ömrümüzü değiştirmeye veya sürdürmeye çalışıyoruz. Başta bahsettiğim gibi adım atmaya mecalimiz kalmadığında da bu ömür sürecine elveda diyoruz.Ömür de bir süreç değil midir? Evet ömürde bir süreçtir, hatta uzun bir süreçtir. Önemli olan bu süreç içinde yaşamı güzelce sürdürebilmek ve bazıları için de en iyisi olabilmektir. Peki herşey süreç ise değişim ve değişmeyen nedir ve nerededir? Bence değişim Herakleitos'un da dediği gibi "Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir." Nerede olduğu ise sorunsalıdır...
8/10 puan verdi
Emile Zola'nın madencileri anlattığı Germinal gibi etkileyici bir yanı yok fakat saf gerçeği kurgusuz ve kusursuz bir şekilde yansitiyor. Bir çok yazar bir çok eserinde insanlığın vicdanına seslenimistir. Sefiller ile Victor Hugo, Diriliş ile Tolstoy, Germinal ile Emile Zola, ... Hepsi haksızlıkları eleştirmiş, dönem yöneticilerine yanlışlarından ve hatalarından dolayı insanların ne acılarla karşı karşıya kaldığını göstermiştir. Jack London ise 1902 yılında bir adım ileriye giderek haksızlıkların arasına kendini atmış birebir yaşayarak yazmayı tercih etmiştir. Londra'nın Doğu Yakası'nda hayatta kalmaya çalışan işçilerle beraber 2 ay yaşamıştır. Şimdi Jack London dirilip gelse. İnsanlara "Allah sizi bildiği gibi yapsın. Emeklerim haram, zıkkım olsun. Ben yemedim, içmedim, giymedim, (içimdeki anne ortaya çıkacaktı nerdeyse ) sokaklarda yattım, en ağır en pis işlerde çalıştım. Bu kitabı yazdım. Değişen hiç birşey yok. Daha fazla ne yapabilirim." dese. Haksız mı? Uçurum İnsanları ve insanlığın vicdanına dokunmaya çalışan tüm eserlerden günümüze bakininca değişen pek birşey yok. Jack London birebir yaşadıklarını anlatmış. Artık bunun da bir adım ilerisi zenginlere ve "seçtiğimiz" yöneticilerimize birebir bu hayatları yaşatmak. Mümkün mü? Değil. Ama şöyle bir şey olsaydı güzel olmaz mıydı? Seçilen yönetici görevine başlamadan yöneteceği ülkenin ve ya şehrin en zor yaşam şartlarında tüm mevsimleri (tüm mevsimlere de gerek yok aslında Jack London gibi 2 ay da yeterli) yaşamak zorunda olsa... Belki o zaman bir şeyler değişebilir. Mümkün mü?
Uçurum İnsanları
Uçurum İnsanlarıJack London · Alfa Yayınevi · 20203,602 okunma
Reklam
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.