Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu an fikirler sersemleşmiş insanlarla oynuyor, insanlar seçtiklerini sanıyorlar ama seçtikleri şey onlara önceden bildirilmişti, halklar kendi fikirlerinin oyuncağından ve imkânlarının nesnesinden başka bir şey değil, hiç bu kadar köle olmamışlardı, asla daha cinli ya da daha deli olmamışlardı, onları peşlerinden sürükleyen deruni kinikler, geviş getiren tebaalarından daha az aptal değildir. Kimse açık seçik bir şey görmüyor, çünkü açık seçik fikir yok, felakete gidiyoruz ve bütün yollar bizi oraya götürüyor, artık paradokslardan her zamankinden daha fazla bıkmışız, sadeliği arıyoruz ama bunu ancak ölümde bulacağız ve bu yüzden yarın ölümle karşılaşmak kimseyi geriletmeyecek
Adın; dilimle kavgaya tutuşmuş diye, Deli sanıyorlar beni.
Sayfa 8 - KDY
Reklam
İşin komik yanı aslında herkes deli...
"Kendilerini normal sanıyorlar, çünkü hepsi hep aynı şeyleri yapıyorlar."
Sayfa 47 - Can YayınlarıKitabı okudu
Çünkü şu an fikirler sersemleşmiş insanlarla oynuyor, insanlar seçtiklerini sanıyorlar ama seçtikleri şey onlara önceden bildirilmişti, halklar kendi fikirlerinin oyuncağından ve imkânlarının nesnesinden başka bir şey değil, hiç bu kadar köle olmamışlardı, asla daha cinli ya da daha deli olmamışlardı, onları peşlerinden sürükleyen derunî kinikler geviş getiren tebalarından daha az aptal değildir. ...sadeliği arıyoruz ama bunu ancak ölümde bulacağız ve bu yüzden yarın ölümle karşılaşmak kimseyi geriletmeyecek."
Sayfa 115 - Versus YayınlarıKitabı okudu
Günlerimi altın karşılığı satmadığım için bana deli diyorlar; Ama ben onlara deli diyorum, çünkü onlar günlerimin bir bedeli olduğunu sanıyorlar.
Sayfa 122 - MAVİÇATI YAYINLARI
Reklam
Pencereme iki kelebek kondu. Biri Kürt, biri Çingene. Dün de iki serçe gelmişti, biri Kürt biri Çingene'ydi. Bulutların arasında bir görünüp bir kaybolan uçaklar var, kimi Kürt kimi Çingene. Öyle bir mahalle ki bu, her yer Kürt, her yer Çingene. Yaşlı olduğum için gözlerim görmüyor sanıyorlar. Kulaklarım duymuyor. Yaşlı kadın, sanıyorlar ki, öldü ölüyor. Dün odunluğumdaki tahtaları çaldı birileri. Kürtler, "Çin­geneler çaldı odunlarını" diyor, Çingeneler de "Kürtler çaldı" diyor. Oysa ben gece karanlığında... uykusuz yaşlılar kervanın­ da... pencerenin kenarında... bir başıma oturuyordum. Gözlerim kapalı ama kulaklarım açık. Gece sessiz. Gece karanlık. Çok eski zamanları hatırlıyordum. Bu mahallede benim gibi madamla­rın yaşadığı zamanları. Matmazel olduğum zamanları. Baba­ma mösyö dedikleri zamanları. Bayramları. Sakızlı muhallebileri. Fener alaylarını. Kendi dilimde söylediğim çocuk şarkıları­nı. Çok eski zamanları hatırlıyordum ki odunluktan sesler geldi. Çingeneler. Sessiz olmayı beceremeyen bir soyun torunları. Hırsız geldiler hırsız gidecekler. Üç beş parça odunum var, onu da çalıp beni soğuktan öldürecekler. Ben ölünce evi sökecekler. Önce marangoz Yorgi'nin, süslerini üzerine elleriyle oyduğu o güzelim kapıyı yıkacaklar. Sonra pencerelerdeki tahta kepenk­leri kıracaklar. Her yağmurda, her rüzgarda biraz daha eğilen duvarlara tekmeler atacaklar. Çökecek evim. Çingeneler evimi parça parça çalacaklar. Tek göz odalarındaki sobalarda yakıp ateşinde göbek atacaklar.
...çünkü her zaman olduğu gibi, daha az anlayanlar, daha çok bildiklerini sanıyorlar ve deli olanların hepsi, her şeyi bildiklerini sanıyor.
143 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.