ALLAH'I ARARKEN Bilirim ne yapsam hata, Yanlış attığım her adım; Ellerim elma dalında; Adem'le Havva ecdadım. Belli ne birdir ne iki; Günahım başımdan aşkın. Yarab sen de bilirsin ki
Gitmekle bitmiyor umman; Sular azgın, tekne delik. Ah hu dağlar, ah bu duman! Yolunu şaşırdı geyik.
Reklam
Ben yalan söylemek bilmem,  Her şeyim güneşte çıplak; Nedamet bende cehennem. Ben ne geceleyin yıldız, Ne kelebeğim gündüzün. Bana ben gibi riyasız Yüzün gerek Yarab yüzün. Boş değil ettiğim niyaz
ALLAH'I ARARKEN Bilirim ne yapsam hata, Yanlış attığım her adım; Ellerim elma dalında;
Bu dizeleri, Odin’in Suttung’un kayaların içine inşa edilmiş salonuna, kayaları oyarak nasıl girdiğini anlatan -belki de nasıl dışarı çıktığını anlatıyordur- anlaşılması güç ve düzensiz başka dizeler izlemektedir: Rati’nin ağzıyla yer açtım kendime, Ve kayaları kemirdim. Üstümden ve altımdan devlerin patikaları geçiyordu, Bu yüzdendir ki,
eğer çalışma saatlerini azaltarak toplumsal üretime yeni makine güçleri kazandırılıyorsa, işçileri, ürettikleri malları tüketmeye zorlayarak büyük bir iş ordusu kazanılmış olur. o zaman, evrensel tüketimci görevinden kurtulmuş olan kentsoylu sınıfı, tüketmede ve savurganlıkta kendisine yardımcı olmaları amacıyla, yararlı uğraşlarından koparıp aldığı asker, yargıç, berber, pezevenk vb. güruhunu bir an önce başından atmaya çalışacaktır. İşte o zaman, iş piyasası dolup tasacak ve çalışmayı yasaklayan demir gibi sert bir yasa koymak gerekecek: tahta bitlerinden daha kalabalık, üretmeyen işçi yığınına iş bulmak olanaksızlaşacak. bunlardan sonra da anlamsız ve pahalıya mal olan gereksinim ve zevklerini karşılamakta olan kişileri düşünmek gerek. artık, sırmalar takınacak uşaklar ve generaller, dantellere boğulacak evli ve bekãr orospular, delik açan toplar, yapılacak saraylar olmayınca, o zaman, sırma, dantel, ütü ve inşaat işlerinde çalışan kadın-erkek işçileri, sağlıklarını kazandırmak ve soylarını geliştirmek için, sert yasalarla kürek sporları, dans ve bale figürleri yapmaya zorlamak gerekecek. öldüğü yerde tüketilmeyenvrupa ürünleri çöpe atılmayacağına göre, gemicilerin, küçük tekne sahiplerinin, kamyoncuların oturup derin derin düşünmeleri gerek. o zaman, çok mutlu polinezyalılar, uygarlaşmış Venüs'ün tekmelerinden ve avrupa'nın ahlak hocalarından korkmaksızın, sere serpe sevişmeye bırakabileceklerdir kendilerini.
Reklam
59 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.