Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
Bir muamma.
Kitabın arka kapağındaki suali sordum kendime; bir şiir miydi okuduklarım yoksa bir hikaye mi ? Suale cevabımız muâmma. Bir mısra bir hikayeye, bir hikaye bir şaire,bir şair bir yazara, bir yazar bir hikaye’ye... Öyle de çetrefilli bir yoldu Sayıklar Bir Dilde. Tıpkı Güray Abi gibi. Uzun bir listem var Güray abiye dair, olsun da. Zira üslubu ile
Sayıklar Bir Dilde
Sayıklar Bir DildeGüray Süngü · Ketebe Yayınları · 2020527 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
uzun ve detaylı bir inceleme isteyen varsa.. buyurunuz
Türk edebiyatının ilk psikolojik romanı kabul edilen, Mehmet Rauf’un ''İlk eserim son üstadıma'' ifadesiyle Halit Ziya Uşaklıgil’e ithaf ettiği romanı, Eylül. Eylül, benim Mehmet Rauf’tan okuduğum ikinci eser oldu. Öncesinde Genç Kız Kalbi’ni büyük bir hayranlıkla okumuş ve çok sevmiştim. Yazarın, özellikle bir erkek yazarın, içinde yaşadığı
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202339,8bin okunma
Reklam
376 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı kabul edilen Eylül, Mehmet Rauf’un Halit Ziya’ya ithaf ettiği ve hatta onunla yaşadığı bir sahne üzerine konusunu şekillendirdiği roman. Eserde evlilik, aşk, namus, ahlak, ihanet gibi kavramlar temel alınmış ve irdelenmiş. Ruhsal tahlillerin derinliği, içsel çözümlemelerin yoğunluğu, ilk psikolojik roman türü olarak kabul edilmesinin cevabını veriyor biz okurlara. Necip, Suat ve Süreyya çevresinde gelişiyor olaylar. Bu cümlem bu kitabın bir tahlil romanı olduğu gerçeğini değiştirmemeli pek tabii. Necip, “Çünkü kadın, çünkü Delila” ifadesiyle kadına bakışının genelleyici tutumunu romanın başlarında ortaya koyan, evlilik karşıtı çünkü doğru kadın olduğuna inanmayan bir bekar. Süreyya Suat’ın eşi, rahatına düşkün, denizi ve kendini seven bir adam. Suat, dar çevresinde mutlu bir evliliği olduğuna inanan ancak eşi ile farklılıklarını hissettikçe, Necip ile ruhlarının yakınlaşmasını önceleri farketmeksizin yaşarken kendini ruhsal bir fırtınanın içinde bulan ince ruhlu bir karakter. Romanda her daim yaşanılan ikilem, hissedilen aşkın yarattığı ümit ve birden gelen ümitsizlik, çaresizlik, pişmanlık okuyucuya çarpıcı bir şekilde veriliyor. Ve biz okuyucu olarak tüm bu iç sıkıntıları, iç çekişleri sorgulamadan, düşünmeden, hissetmeden okuyamıyoruz. Velhasıl kolay bir okuma değildi ama çok güzel bir okumaydı. Edebiyatımızın çok kıymetli bir eserini okumanın mutluluğu da ayrı. “Eylül, malum ya, hüzün ve matem ayıdır.” Eylüllerin bizlere getirdiği tek hüznün yaza veda olmasını dileyerek herkese keyifli okumalar diliyorum.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Can Yayınları · 202239,8bin okunma
168 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Bazı kitaplar vardır bir solukta okunan bazısı vardır acısı deminde saklı çay gibi damağa dokunan yutunca midenizi yakan...kitabı okumaya başladığımda hemen bitiremeyecegimi anladım...hatta araya bir kaç şiir kitabı da sıkıştırdım...baştan sona kafamı düşüncelerle yoran bir kitap oldu. Biraz daha sorgulamaya, biraz daha eleştirmeye başladım düzeni...bütün dünyanın bildiği bir katliamın felaket sonuçları...Delila da bu katliamda annesini babasını ve abisini kaybeden küçük bir kız çocuğu sadece...ve Ona dokunan sihirli bir el: Zeynep. Değişen bir hayat, mülteci ama yurtlu, yabancı ama yerli...ve sonunda çok başarılı bir kadın. Ama geçmişine sesine olan özlemi hâlâ taze bir çocuk...
Halepçe'den Gelen Sevgili
Halepçe'den Gelen SevgiliSuzan Samancı · Sel Yayıncılık · 200942 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Eylül Necip Bey yüreğini Suat hanıma kaptırmıştır. Ama şöyle bir durum var ki bence Necip Bey Suat’a aşık olmamıştır, Necip; Suat’la Süreyya’nın arasındaki o aşka hayran kalmıştır, başlarda olay dediğim gibi hayranlık üzerine kuruludur. Daha sonraları bu hayranlık sadece Suat’ın üzerine geçmiştir. Necip bey hayatı boyunca hep düşük ve aşağılık kadınlarla beraber olmuştur, bu yüzden tüm kadınlara “delila” demektedir. Yani tüm kadınları kötü ve iğrenç olarak aynı kefeye koymaktadır. Karşısına kocasına bu kadar sadık bir kadın çıkınca da ona hayranlık beslememesi olanaksızdır. Gizli gizli aşkını yaşayan Necip bir süre sonra gözleriyle Suat’a hissettiklerini anlatmaya çalışır. Bir gün üçü gezmek için dışarı çıkacaklardır, Suat eldivenlerini ve şemsiyesini piyanonun üzerine koyar, daha sonra onları almak için geldiğinde eldivenin tekini bulamaz, tekini Necip almıştır çünkü. Aradan geçen zamandan sonra Necip hastalanır; Suat onu görmeye gittiğinde ilk defa aşkının kıvılcımlarını orda belli eder. Biraz vicdan azabı biraz aşk derken bu aşk ikisini de yiyip bitirir. Suat onu unutmaya çalışırken ona bir küser bir de barışır; ve bunların hiçbirinden Necip’in haberi yoktur. Necip ise Suat’ı unutmaya çalışarak gününü gün eder, zamparalık yapar ve bolca içki içip sarhoş olur. Kitabın sonu ise trajik bitiyor Süreyya evde çıkan yangınla içeride mahsur kalıyor ve onu kurtarma çabasındaki cesareti de şaşırtmayacak şekilde Necip gösteriyor. Ve o yalı iki aşığa mezar oluyor. Şairin de dediği gibi “Eylül, ah işte eylül! Ne yapılsa nafile.. Bak, her şey bitti..”
Eylül
EylülMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,8bin okunma
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.