Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
yeni öyküm halley dergisinde yayınlandı, okursanız sevinirim
grigory zinoviev ile whapsapp yazışması Balkonda kahvemi içiyor, sigaramı tüttürüyordum. Whatsapp’ıma bir mesaj geldi. Gönderen kişi: Grigory Zinoviev. Bu da neyin nesi? Haha, haliyle rehberimde öyle biri yok, kim bu takma adı kullanmış olabilir derken ve rehberimde olmayan birinin ismi nasıl mesajlarda görünür diye kendi kendime sorarken,
Bul beni
Gözlerini açıyorsun, tahmin ettiğin yerdesin yine - yatağında. Şansına küfredip kalkıyorsun ayağa. Bitecek bu kısır döngü sonunda, ama ben de biteceğim diye düşünüyorsun. Tuvalet, banyo, kahvaltı derken dışarıdaki hayatın içine akıyorsun. Araban yok, hiç düşünmedin almayı. Toplu taşımanın erdemine inanıyorum diyorsun gülerek. Komik olmadığının
Reklam
Onsuz yapamam deme, yapacaksın. Bu zamana kadar nasıl yaşadıysan, bundan sonra onsuz da yaşayacaksın. Hayatını hiç kimsenin vicdanına, inisiyatifine bağlamamalısın. Tamam, seviyorsun, özlüyorsun, üzülüyorsun ama bilmen gerekiyor, bazen bitmesi ve bunu kabullenmen gerekir. Ayrılık da sevdaya dâhildir. Bazen öyle bir seversin ve bu öyle bir hâl alır ki, ne onunla olur ne de onsuz. Tam ortada kalırsın bazen. Seviyorsun. Hem de deli gibi. Öte yandan da oluru olmadığını düşünüyorsun. Bu ikilem mahvediyor seni. Merale etme bilirim bu duyguyu. Yaşadım çünkü. Hani böyle kestirip atmak istemezsin. Ayrılmayı istemezsin, bitmesine gönlün razı olmaz. Ama öte yandan da olmayacak duaya “Âmin” demek, ilerisini göremediğin bir şey için de boşa çabalamak mantıksız gelir. Bak ne diyor bir şarkının nakaratı; “Sönmüyor ateşimiz ama alev alev de yanmıyor. Ayrılık zor ama beraberken de olmuyor.” Alıştığın için onsuz olmak istemiyorsun. Sevdiğin için ondan kopmak istemiyorsun. Ama üzülme canım, varlığına nasıl alıştıysan yokluğuna da öyle alışıyorsun.
VERİLERLE (İNSANLARLA) OYNAMAK
#136938897 Eylül Ayı Öykü Etkinliği “İlk defa bir temizlik görevlisi için yapılan iş görüşmesinde hem şirket patronun hem insan kaynakları müdürünün hem şirket müdürünün yer aldığını görüyorum. Camın arkasında başkaları da var mı? Sanayi ve Teknoloji Bakanımız da burada mı?” dedi Fikret gülerek. “Fikret Bey, biz de
kırlangıçlar
Şehrin kıyısında, ufacık bir derenin kenarında, dalları suya sarkan ihtiyar bir söğüt ağacı vardır. İlkbaharın başlangıçlarında bu söğüdün dallarına bir dişi kırlangıç gelip kondu; derenin bir başından bir başına yıldırım gibi uçan, beyaz göğüslerini suya dokundurarak şeffaf kanatlı küçük böcekleri yakalayan diğer kırlangıçlara bakmaya başladı.
Merhume Ayşe GÖNEN Hanımefendi’nin yazdığı aşağıdaki hikâye ÇINAR dergisinde 1998 yılında yayınlanmıştır. Yılbaşını en güzel anlatan ve mutlaka okunması gereken bir hikâye olduğunu düşünüyorum. YILBAŞI ÇAVUŞU Çocukluğumun geçtiği küçük ilçemizde genel olarak mutlu bir yaşantımız vardı. Öyle ya; ülkemiz bir cihan savaşı geçirmişti, savaşta
Reklam
Devletin Ve Tanrı\'nın Hata Payı
Ege'nin mavi boyalı kapılarının iki yanında davetsizce açmış akşam sefaları gibisin. Öylesine yakışıyordun aslında hayata, öyle doğal duruyordun bulunduğun her yerde.. Ve insanlar, yılanlar akrepler girmesin diye maviye boyar evlerinin kapılarını buralarda. Ama en çok yılanlar girmesin diye. Ve Ezidiler'de mavi bir tabudur. Mavi giymezler,
MARX'a YOLCULUK 4: BELÇİKA GÜNLÜKLERİ
M. ➡️
Karl Marx
Karl Marx
E. ➡️
Friedrich Engels
Friedrich Engels
C. ➡️
Caner the CahilBender ✰
Caner the CahilBender ✰
Ve Belçika 🇧🇪. Belçika bağımsızlığını ilan edeli 15-16 sene olmuştu ve bu tazelik Belçikalıları yeni arayışlara sürüklüyordu. Maceramızın bu ayağında başımıza gelenlere ne demeli. C. Karl sana uğraşma demedim mi şu gümrük polisleri ile bak gördün mü başımıza neler geldi. M. Alenen rüşvet
Merhume Ayşe GÖNEN Hanımefendinin yazdığı bu hikâye ÇINAR dergisinin 1998 yılında ... sayısında yayınlanmıştır. Yılbaşını en güzel anlatan ve mutlaka okunması gereken bir hikâye olduğunu düşünüyorum. Not: Bu hikâye yaşanmış gerçek bir hayat hikâyesidir. YILBAŞI ÇAVUŞU (MERHUME)AYŞE
Haydar: "Üşüdün mü? Titriyorsun." Armağan: "Bütün bunların yaşanması gerekiyor muydu, ha?" Haydar: "Bana neden kızdığını söyle armağan." Armağan: "Çünkü o zavallı kızın canını yaktın." Haydar: "Canını yakmak için ne yaptım?" Armağan: "Onu bu gece neden yalnız bıraktın, ha?
156 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.