Bence Latincenin güzelliğini ve canlılığını hissetmek, benzetmelerini, çeviride değerlenen kelimelerini, uyumunu ve kulağı okşayan ahengini kavrayabilmek büyük bir zevktir.
Antik kitapların büyük bir bölümü dahilerin eseridir; bunlar arasında Homeros'a, Platon'a, Aristoteles'e, Demosthenes'e ve Cicero'ya atfedilenler önemli yer tutar. Burada, söz konusu kitapların değerinin, onlara yazarlarından dolayı verilen önemden kaynaklanmadığını bir kez daha vurgulamalıyım. Dahilerin eserleri olan bu kitaplar, yazarları bilinmeseydi de günümüzde aynı etkiye sahip olacaklardı. Homeros'a atfedilen Troya hikayesinin doğruluğuna kimse inanmamaktadır; burada hayranlık duyulan şairdir ve hikaye efsanevi de olsa şairin değeri aynı kalacaktır. Kitab-ı Mukaddes yazarlarının (örneğin Musa) ileri sürdüğü hikayelere Homeros'un hikayesine inanmadığımız gibi inanmayacak olursak, elimizde Musa'nın sahtekar olduğu dışında bir şey kalmaz.
Bazı kimseler vardır ki, onların vaazında bulundukları zaman, Cicero'ları, Demosthenes'leri işittiklerini sanırlar. Bilhassa tüccarlar ve kadınlar böyledirler. Onun için keşişler sırf onların hoşuna gitmeye gayret ederler, çünkü bilirler ki tüccarlara yaltaklanmakla, kötü yollarla kazanılmış bir servetin ufak bir parçasını onlardan çekeceklerdir. Kadınlara gelince, keşişleri sevmeleri için bin bir sebep vardır; fakat şüphesiz başlıca sebep, kocalarından bütün gizli şikâyetlerini genelllikle bu kutlu babalara açmalarıdır. Bu adamların bana büyük minnet borçları olmaları gerektiğini herhalde anlıyorsunuz; çünkü batıl inançları, gülünç törenleri, bitmez tükenmez bağırtılarıyla halk üzerinde bir nevi baskı sürdürmekten başka bir erdemleri olmadığı halde, kendilerini Paulus'lar,
Antonius'lar kadar büyük sanırlar.
Hakim sınıfın en az diğer mensupları kadar MÖ 52'de Clodius'un ölümünü takip eden kalkışmaların tekrarından kaçınma gayretinde olan Marcus Antonius ve diğer Caesarcı liderler, başta Senato'yla birlikte kargaşaya karşı ortak bir cephe kurdular. Hatta suikasta karışanların önde gelenleri yüksek makamlara bile getirildi. Fakat muhafazakarlar Antonius'un yeni bir Caesar olmasından korkuyorlardı. Cicero üç yüzyıl önce Demosthenes'in Makedonyalı Il. Philippos'a karşı yaptığı (bu nedenle Philippica adıyla bilinen) konuşmaları model alan bir dizi suçlayıcı konuşma yaptı. Ne gariptir ki, optimates'e en güçlü silahlarını veren ölü adamın kendisiymiş gibi gözüküyordu.Meşru bir oğlu olmayan Caesar 19 yaşındaki yeğeni Gaius Octavianus'u evlatlığı ve arazilerinin mirasçısı olarak seçmişti. Böylece, geleneksel olarak (şimdi, o zamanlar değil) Octavianus adıyla anılacak olan bu genç adam Gaius Iulius Caesar Octavianus haline gelmişti.
Plutarkhos, antik Yunan ve Romanın iki katibini karşılaştırdığı bu kitabında, yaşam öykülerini ve karşılaştırmalarını çok akıcı bir dille anlatmış. Tavsiye ederim.
Demosthenes - CiceroPlutarkhos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017188 okunma
Tarihe isimlerini yazdırmış, Demosthenes ve Cicero’nun içine doğdukları aile, çocukluk dönemlerinde aldıkları eğitim, gençliklerinde ve yetişkin olarak yaptıklarının, dolaylı tarihi alıntılar eşliğinde ve içinde bulundukları dönem şartlarının da anlatımıyla, bu iki büyük hatibin karşılaştırılması ile ilgilenen bir eser. Elbette yine Plutarc’ın tüm