“Miss Catherine,ben şunu okuyabiliyorum artık” dedi.
Oturup ağlayabilirim şu an… onca yaşadıklarına rağmen hala iyi olmaya çabalaması ah Hareton üzümlü kekim sana hep üzülmüşümdür umarım sonun iyidir
Bir çitin üzerinde tek başına oturan sessiz bir karaltı gördüm. Karşıdaki kavak ağacın önünden geçercesine, ilgisiz, onun önünden atımı sürüp geçtim.Onun hayatımda oynayacağı rol o anda içime doğdu dersem yalan söylemiş olurum. Orada, gösterişsiz olarak benim hayatımın hakemi beni beklemekteymiş meğer… Beni iyiye ya da kötüye yöneltebilecek olan güç!
Lord Henry başını salladı. “ Bilmek her şeyin sonu olur. Çekici olan bilmemektir. Sis her şeye harika bir güzellik katar.”
“Ya da insanın yolunu şaşırtır”
“Bütün yolların sonu aynı noktaya çıkar, biricik Gladys.”
“Ya o nedir?”
“Hayal kırıklığı.”
Sana akıl vermek istemediğimi ileri sürecek değilim. Hiç unutmam, Harry, bir keresinde, akıl hocalığı yapmaya soyunan herkesin söze bunu demekle başladığını, sonra da bunu yalanladığını söylemişti.
Mutlu olduğumuz zamanlarda hep iyi bir insan oluruz da iyi insan olduğumuz zamanlarda ille de mutlu olmayabiliriz…
İyi insan olmak demek insanın kendisiyle uyum içinde olması demektir. Uyumsuzluk da insanın başkalarıyla uyum içinde olmaya zorlanması demektir. Kişinin kendi yaşamı: önemli olan budur.
…ne var ki deha hiç kuşkusuz güzellikten daha uzun ömürlüdür. Hepimizin, kendimizi aşırı derecede eğitmek uğruna bunca zahmete katlanmamız da bundandır ya. Şu çılgın, kıran kırana yaşam savaşında hepimiz dayanıklı bir şeylere sahip olmak isteriz, bu yüzden de yaşam kavgasındaki yerimizden olmamak için kafamızı süprüntülerle olgularla doldururuz. Eksiksiz bilgi sahibi adam: Çağdaş ideal işte budur. Eksiksiz bilgi sahibi adamın zihniyse ürkütücü bir şeydir. Elden düşme züccaciye satan bir dükkan gibi, baştan aşağı toz ve eciş bücüş nesneler, canavarlar…
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
Öldü,hepsi bu. Neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçmadır. Neden öldüğü zamanla unutulur, yalnızca tek bir sözcük kalır geriye: ÖLDÜ.
Her hareketimizden önce bütün sonuçlarını tahmin etmeye çalışsak, bunları ciddi olarak düşünsek, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları düşünmeye kalksak kımıldayamayız bile; tek bir adım atamayız.
“VKİ; bir futbol oyuncusu ile, benzer boy ve kiloya sahip olan fakat vücudunda önemli ölçüde daha fazla yağ olan sıradan bir insan arasında ayrım yapamıyor.”