Bugün, aziz milletimizin mukaddes değerleri uğruna, şanlı bir mücadele vererek tarihin en büyük kahramanlık destanlarından birini yazdığı 30 Ağustos Zaferi’nin 99. Yıldönümünü idrak ediyoruz. Bu destan, vatan topraklarımızın asla işgal edilemeyeceğini, asil milletimizin asla esir alınamayacağını, şanlı bayrağımızın asla semalardan
HER ŞEYİN NETİCESİNE
Uçup kaçık bir kelebek misin? Gönlümü tutuşturup, Yoksa gelip geçer misin? Ah sana ne şarkılar besteledim ben, Dillere destan olunca, Yüreğime sereserpe, Sen benim olunca. Bugün darmadağın bulutlar yok gönlümde, Senin yüzünden aşkın meyhanelerinde, Olur tutuşurum kendi kendime. Ah bu fırtınalar sonrası, Bir bahar açılır güllerinle. Sana güzel şarkılar yazdım içimde, Dudaklarında kızardı. Beni bu deli eden şey, Alır serseri gibi. Güneş senin tepende dönünce, Aşk yeşermiş şimdi. Ah benim serseri, Ah benim divane, Hep içimde sana güzel şarkılar yazdım. AYKUT BARIŞ ÇELİK
Reklam
Neden Destan Okunmalı
Destanlar çoğu zaman usta hikaye anlatıcılar tarafından anlatılarak kuşaktan kuşağa aktarılır. Örneğin İlyada'nın Homerosoğulları adında bir grup usta anlatıcı tarafından belli bir kafiye, uyak düzeninde, binlerce sembolle örülmüş şekilde anlatıldığı bilinmektedir. İlyada yüzyıllar boyunca Batı toplumunun eğitiminin bel kemiğini oluşturmuştur. Eski çağlarda nesiller günümüzde bizim kendimizi tanıdığımızdan çok daha iyi tanıyordu insan neslimizi. İnsan doğasını daha iyi anlamak için bu kaynakları okumanın gereklilik olduğunu düşünüyorum. Okurken güvenilir kaynaklara bakıyorum. Alıntı ve ileti yazarken doğru olduğundan emin olunca gönderiyorum. İlyada'yı okumaya başladığımda sadece aralarda bölüm başına birkaç alıntı yaparım diye ummuştum. Heyhat. Konu o kadar derin ki, şimdi en başa dönüp bu olayların neden başladığını kısaca açıklamak ihtiyaç oldu. Keyifli okumalar 🌸
İlyada
İlyada
Bu aşk değilse benim duyduğum nedir?
XII. yüzyılın ikinci yarısında yazılmış olan bir destan ya da romanda Aucassin ile Nicolette’de şu satırları okuyoruz: “Erkeğin kadını sevdiği gibi sevemez kadın erkeği. Çünkü kadının aşkı gözündedir, memesinin ucundadır,ayak parmağının ucundadır; erkeğin aşkı gönlünün en derinlerine dikilmiştir, oradan çıkamaz da.” Bunun yanında aşkı sağlıklı
Fırçanın ucundasın Çiziyorum gözlerini Akında aklım Ferine destan diziyorum Saçların ışık ışık açılmış Tel tel yüreğe dokunur Kalbimi kelepceledin çıkışıma engel Saçların sen oluyor Kirpiklerin yaralayan oktur Her yaramda duran sanma acı Gönlüme oldu hepsi hava aracı Uçurur beni seni gönlüne kirpiklerin Yüzün yaratılmış en güzel şimal Nere dönsem orada yeri var Gözlerimin içinde gitmiş sanki Yüzün unutturmuyor seni Her yerimde o var
Mir'at-ı Cünun
Mir'at-ı Cünun
Ayşe Şan (1938-1996)
Ayşe Şan 1938'de Diyarbakır'da doğdu. 18 Aralık 1996'da İzmir'de hayata gözlerini yumdu. Yanık, kor gibi, kızıl kadife gibi bir sesi vardı. Bütün Kürdistan onun sesini duymak için elinden geleni yapardı, ama kimse bilmezdi yine de Eyşê'nin nasıl çileli bir hayat yaşadığı... Oysa onun bütün yaşamı sürgünde geçmişti. Diyarbakır'dan Antep'e,
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.