238 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Puslu Kıtalar Atlası-Genel Özet Oktay Anar’ın yazmış olduğu bu harikulade eser sıradan bir tarih romanı olmanın dışında bir çizgide kendini göstermiştir. Bu çizgiye de fantastik desek yanlış olmasa gerek. Bunu dememin nedeni kahramanların başından geçen olaylar olsun veyahut bir olayın yaşanmadan önce ne badirelerden geçtiği olsun türlü türlü
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,9bin okunma
480 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
O Muhteşem Hattınız, Anlatılmak isteneni açık açık söyleyemeyen, ana odağına karar verilememiş, sonu taaa başımdan tahmin edilebilir bir roman. . . Yazar kitabın sonunda bu bir tarihi roman değildir. Bir kimlik arayışını anlatır diye belirtmiş ama romanın akmayan, geçmeyen ilk 200 sayfası bu kısma aile. 1938 Tunceli olaylarından bahsettiği kısım ise çok yüzeysel sadece romanı bir parça sıkıcılıktan uzaklaştırmak için eklenmiş gibi. . . İki kısım arasında bağlantı kurmak için yaratılan insan tiplerine değişik kişilik özellikleri eklenmiş. Yanlış anlaşılmasın. "Roman karakterini sevmedim güzel kitap değil." yorumu değil bu. Ortada rayına oturmayan başka bir durum var. Ana karakterin kisilik özelliklerinin anlatıldığı, hayatından kesitler sunulduğu 200 sayfada romanın sonunu zaten biliyorsunuz. Kitabı biraz daha vurucu hale getirmek için arka fon oluşturan dönem Türkiye'sini anlatan ikinci kısım çok yüzeysel. Merak unsuru zorla yaratılmaya çalışılmış. "Bu cümleyi yazdık ki devamını merak et." hissi uyandırdı bende. . . Yazarın çok daha güzel romanları olduğunu okudum yorumlarda. Belki de ben yanlış kitabıyla başladım
O Muhteşem Hayatınız
O Muhteşem HayatınızOya Baydar · Can Yayınları · 2012808 okunma
Reklam
Okuyan bir kızla çık. Parasını kıyafet yerine kitaplara yatıran bir kızla çık. Kitapları yüzünden dolabına sığamaz o. Okuyacağı kitapların listesini yapan, 12 yaşından beri kütüphane kartı olan bir kızla çık. Okuyan bir kız bul. Okuyan bir kız olduğunu çantasında her zaman kitap taşımasından anlayabilirsin. Kitapçıda, sevgiyle raflara bakan ve
Babaannen demişti bir keresinde; "Kim olduğunu ancak kim olmadığını anladığında bile­ bilirsin." On yaşındaydın ve söyledikleri pek bir şey ifade et­ memişti. Sonradan ara ara her başın sıkıştığında kapısını aşın­ dırdığın hayattaki tek dostun babaannen, hep aynı cümleyle noktaladı seni teselli eden sözlerini. Kim olduğunu bulabilmen için başkalarını izlemen lazım sanıyordun, bu yüzden sürekli fi lm izledin. Senden farklı hayatlara böyle merak saldın. Hep bu sorunun cevabını aradın. Kim olmadığını anlayınca yanıtı bulacaktın. Yanıldın. Çünkü bulamadın. Ancak çok sonraları cümlenin asıl manasını kavradın. Kim olduğunu hiçbir zaman kavrayamayacaktın. Çünkü izledikçe onca fi lm, tanıdıkça onca kişi farklılıklar değil aynılıklar çoğaldıkça an be an, odağını da, sorunun cevabını da kaçırdığını anladın. Bir gün uyandın. Kendini de, diğerlerini de tanımadığını kavradın. Sorunun ce­vabını aramaktan böylece caydın.
Mitoloji
_Evridiki_ _Evridiki, Orfe’nin kavuşmak istediği sevgilisidir. Bir gün Evridiki'nin bacaklarına bir yılan dolanır. Sevgilisi bu yüzden ölüp yeraltına gidince, sevgilisini kaybeden Orfe de ona kavuşmak için büyük çabalar gösterir, ilahlardan yardım görme umuduyla, özlem içinde çalgısını çalıp dururken harikulade, ahenkli müzikler yaratır.
EŞİM BENİ NEDEN SEVMİYOR? Birçok insan bu sorunun cevabını merak eder. Sadece evlilikte değil, özel ve iş ilişkilerinde de bu durum zaman zaman zihinleri meşgul eder. Her canlıda Rabbimizden üflenmiş bir parça var. Kişi ne yaparsa yapsın bu parçayı atamaz, yok edemez... Siz karşınızdaki kişideki Rabbin parçasına odaklanın, sizi sevmediğine
Reklam
133 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.