Şeker Portakalı, Zeze isimli beş yaşındaki yaramaz fakat bir o kadar da zeki bir çocuğun hikayesini ele alıyor. Yüreğinin derinliklerine iniyor, oradaki duygularla karşılaşıyoruz. Beş yaşında olsa dahi çoğu kişiden daha çok acı çekmiş olduğunu düşünüyorum Zeze'nin. Portuga ile olan sohbetlerine yüreğimi bırakmış, ailesindeki bazı üyelere nefret beslemiştim.
Zeze'nin sadece kitapta yaşayan bir karakter olmadığını düşünüyorum. Zeze mahallede koşan çocuklardan biri, oyuncak reyonlarının önünde hayal kuran çocuklardan biri, evde sessizce ağlayan çocuklardan biri, yaramazlıkları karşısında aldığı cezalardan anlamayan çocuklardan biri, ailesinden dayak yiyen çocuklardan biri, bir fidanla, hatta belki bir şeker portakalı fidanıyla konuşan çocuklardan biri... Zeze aslında hayatımızın her bir köşesinde. Lütfen yaşları küçük bu çocukların yüreklerine verin kulaklarınızı, yaşları aksine kocaman yüreklerine...
Kitabı yaş farkı olmaksızın herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum. Keyifli okumalar...