8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlanacak bir gün değildir. Bugün, yılın geri kalan 364 günü düşünmekten aciz olduğumuz kadınları, kadınlara yönelik şiddeti, kadın - erkek eşitsizliğini, toplum baskısı altında ezile ezile yerle bir olan insanlığı, ikinci insan olarak görüldüğü toplumda namus ve töre adı altında işlenen cinayetlere kurban
Sevgi söze dolarsa dua olur, dua Allah'a ulaşırsa nur olur, aynı yolda birleşen dualarımızın nur'a dönüşüp Rabbimize ulaşması en büyük yalvarışımız. Vesile olalım kardeşliğe ve barışa. Yorulalım hepimiz yarınki uğraşa. Tat alalım, varalım yüce Allah”a. Erişelim birlikte nice bayramlara. Mübarek kurban bayramımızı en içten dilek ve dua ile kutlarım.
Ali Şeriati’nin gerçeklerle sizi rahatsız etmeye geldim demesi gibi Saadettin Merdin de dini konularla ilgili bilgileri Kur’an Işığı altında anlatarak, gerçekleri söyleyerek bolca miktarda rahatsızlık veriyor. O kadar çok bam teline basıyor ki, ben kitabı okurken ve alıntı paylaşırken filan gördüğüm tepkilerden tahmin ediyorum ki sitenin
Hani kimi olaylar vardır; o kadar acıdır ki yaşananlar, tahmin edebileceklerinizin, hatta kabuslarınızın bile ötesindedir. Böyle şeyler nasıl olmuş, nasıl yaşanmış, insanlar nasıl bu kadar kötü olabilir, bunlara nasıl izin verilir, anlayamazsınız. Ve maalesef hatırladığınızda, o gözlerini kapatan toplumun bir ferdi olduğunuzu, kendi
Refah bir hayat sürmek için çok çalışmak ve çok para biriktirmek mi gerekli? Öyleyse neden çoğu yüksek eğitimlinin hayatı devlete vergi ödemekle kredilerle geçiyor ve o çok istedikleri hayat bir türlü gelmiyor? Çünkü parayı kullanmayı, paradan para kazanmayı bilmiyorlar ve zenginlerin gün geçtikçe servetleri artarken yoksullar da daha çok yoksullaşıyor. Böylece dünyanın çoğu kesimi "fare yarışına" kurban gidiyor. Yazara gelirsem Robert Kiyosaki nakit akışının önemini çizimlerle ve basit anlatımıyla kolaylaştırmış. Öz babası yoksul ama yüksek eğitimli biriyken, manevi zengin babası ortaokuldan mezun olmuş, Kiyosaki iki babasından da akıl aldığını söylüyor. Ama hayatını zengin babasının yolundan giderek çiziyor. Paranın nasıl çalıştığını anlamak için başlangıç kitap olabilir. Açıkçası çok beğendim paranın işleyişi bu kadar basit anlatılamazdı.
Tülin aslında, pagan geçmişinde kendisine zorla kurban ettirilen hayvanlara karşı hissettiği suçluluk duygusunu bu yaşamında dengelemeye çalışıyordu ve bunu da iç varlığından gelen yüksek şefkatiyle harika bir şekilde başarıyordu.
Arthur Miller New Yorker dergisinde bir yazı yazar ve oyunun Joseph McCarthy döneminde yaşanan siyasal ve toplumsal durumları Orta Çağ’ın cadı avıyla özdeşleştirerek dönemin aydınlarına yapılan haksızlığa bir eleştiri niteliğinde yazdığını kendisi beyan eder. Bununla birlikte Uğur Mumcu’nun yazdığı 40’ların Cadı Kazanı da vardır. Ayrıca Pertev
En çok da aşk Tanrısı Hartur'a. Gülümser. Hayıflanır. İç çekişlerle:
"Senelerce sizden medet bekleyen aklıma şaşıyorum Hepiniz taşsınız. Kendine faydası olmayan taş yığınları. Önünüze gelip eğildik. Dilek tuttuk. Kurban kestik. Hediyeler getirdik. Ne geçti elimize? Hiç! Kendi elimizden çıkana tapınacak kadar gafildik. Hatırlıyor musun Harhut? Yusuf'a kavuştur diye senin önünde ne kadar dil dökmüştüm. Gülüyorum halime. Hakikati buldum. Önce sizin küçük yavrularınız putlardan temizledim odamı. Şimdi sizi ilah gördüğüm için ne kadar utandığımı söylemeye geldim. Yıkılın siz de teker teker günün birinde. Hakkı perdeleyen taşlar çatlasın. Allah'ı bulan yürekler ağlasın!"
Kitap ablam tarafından hediye olarak geldi. Norveç edebiyatından muhteşem bir eser. Benim favorilerimden oldu.
Kitabın ismindende anlaşılacağı üzere bir miras söz konusu ve fakat, hiçde öyle olmadığını kitabın ortalarına gelirken anlıyorsunuz.
Öyle bir aile düşünün ki herkes kendi çıkarı peşinde. Özellikle anne karakteri. Ahh çok sinir bozucu bir anne. Kendi düzeni bozulmasın, rezil olmasın diye en büyük kızını kurban ediyor.
Çok etkilendiğim sayılı kitaplardan oldu. Yazarımız
Vigdis Hjorth muazzam bir eser koymuş ortaya. Durağan ama bir o kadar da elinizden bırakamayacağınız bir kitap. Eğerki bu kitabı okuyacaksınız sıkıntılı, stresli bir zamanınızda okumayın. İyice yerle bir olursunuz.
İyi okumalar...