Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
150 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
21 saatte okudu
Bir Diktatör Olarak Atatürk
YouTube kitap kanalımda Dahi Diktatör kitabının da içinde bulunduğu kitaplık turu videomu izleyebilirsiniz: ytbe.one/yf0me602lnY Uzun bir inceleme geliyor sıkı durun! Kısa hayatına çok şey sığdırabilen insan uzun bir incelemeyi de hak ediyor bence. Kitap Atatürk’ün hem dahi hem de diktatör yönünü nedenleriyle beraber anlatan güzel bir
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör · Ka Kitap · 20173,653 okunma
Müslümanlık onun gözünde mantık, muhakeme, bilim ve bilgiyle uyumluluk içinde “doğal bir din”di. “Milletin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançer” olan yobazlığa bütün gücüyle karşıydı. Çağdaş bir görünüşün Müslümanlığa aykırı olduğunu ileri sürenleri azarlıyordu. Camilerde cuma günü verilen vaazların bilim kurallarına uygun olması gerekliydi; vaizler uygarlık dünyasının siyasi ve sosyal koşullarını yakından izlemek zorundaydılar. Bundan sonra vaazlar, halkın anlayabilmesi için, eski bir ölü dille değil, Türkçe olarak verilecekti.
Altın Kitaplar YayıneviKitabı okudu
Reklam
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öncelikle bana bu kitabı hediye gönderen kitap kardeşim
Hakan Kahraman
Hakan Kahraman
Beyefendiye çok teşekkür ederim. Grigoriy Petrov, Rusya'nın en tanınmış papazlarından, ve en çok okunan halk yazarlarından biri olarak, Finlandiya halkı hakkında yazdığı bu eser ile dünya da ölümsüzleşmiştir. Eserleri, Sovyet döneminde ülkesi
Beyaz Zambaklar Ülkesi
Beyaz Zambaklar ÜlkesiGrigory Petrov · Ayrıntı Yayınları · 201799,3bin okunma
Atatürk'ün bilimin ve dinin yeri konusundaki düşüncesinin özü şudur: Camide din, Kur'an kursunda din, din kitabında ve din dersinde (hurafelerden uzak şekilde) din; buna karşın çağdaş okulda bilim, tarih kitabında bilim, matematik ve fizik dersinde sadece bilim.
Mustafa Kemal Atatürk
Şeyh'in ya da herhangi bir din adamının takva yönünden Allah'a diğer insanlardan daha yakın olduğunu ancak yüce yaratıcı bilmektedir. Dolayısıyla bir kişinin kendisini Allah'ın yeryüzündeki temsilcisiymiş gibi davranması hem İslam dini açısından hem de akıl ve bilim açısından oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
150 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yazar bir tarihçi değil dolayısıyla olayları bir tarihçi gözü ile değil kendi açısından yani bir bilim adamı açısından değerlendiriyor . Kitabın akışı Atatürk'ün devrimlerini anlatarak savunarak ya da eleştirerek geçiyor güzel kitap ancak ; yazar ateist dolayısıyla din devrimlerini anlayamamış ve sanki Atatürk'ü de ateist çizgiye çekmeye çalışmış bunun dışında bence kusursuz bir savunma !
Dahi Diktatör
Dahi DiktatörCelal Şengör · Ka Kitap · 20173,653 okunma
Reklam
“Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.” 26 “Pek yakın bir gelecekte, kadının her manasıyla erkekle eş olacağı bir dünya doğacaktır.”27 “Ben, muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacak, aksine pek çok yönlerde onların üstüne çıkacak nur ve irfanla donanacaklarına asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.” (1923)28 “Düşmanlarımız, bizi dinin tesiri altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklama ve çökmemizi buna bağlıyorlar; bu hatadır! Bizim dinimiz, hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, erkek ve kadının beraber olarak bilim ve bilgiyi kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu bilim ve bilgiyi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak mecburiyetindedir. İslâm ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kayıtlarla bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar, bilim ve bilgi yönünden ve diğer hususlarda erkeklerden asla geri kalmamışlardır; belki daha ileri gitmişlerdir.” (1923)29
26 Perihan Naci Eldeniz, “Atatürk ve Türk Kadını”, T.T.K. Belleten, Cilt: XX, Sayı: 80, 1956. s. 740. 27 Atatürk’ten Bilinmeyen Hatıralar; Nakleden: Eski Bir Atatürkçü (Münir Hayri Egeli); s. 58. 28 Atatürk’ün S.D.II, s. 152-153. 29 Atatürk’ün S.D.II, s.
Dine inandığını yine de söylüyordu, fakat akıl süzgecinden geçen bir inançla. Müslümanlık onun gözünde mantık, muhakeme, bilim ve bilgiyle uyumluluk içinde 'doğal bir din'di. 'Milletin kalbine yöneltilmiş zehirli bir hançer' olan yobazlığa bütün gücüyle karşıydı. Çağdaş bir görünüşün Müslümanlığa aykırı olduğunu ileri sürenleri azarlıyordu. Camilerde cuma günü verilen vaazların bilim kurallarına uygun olması gerekliydi; vaizler uygarlık dünyasının siyasi ve sosyal koşullarını yakından izlemek zorundaydılar. Bundan sonra vaazlar, halkın anlayabilmesi için, eski bir ölü dille değil, Türkçe olarak verilecekti.
Sayfa 451Kitabı okudu
Geri156
850 öğeden 841 ile 850 arasındakiler gösteriliyor.