Kardeşim!
Ey kendisiyle buluşmayı beklediğim ve ken- disini görmeye çalıştığım kimse! Gurbette iken beni unutma, duanda beni an. Umulur ki Allah dünyada kalplerimizi birleştirdiği gibi bizi cennette de buluşturur: "Onlar artık köşkler üzerinde karşı karşıya oturan kardeşler olacaklar. "37
Sayfa 48
Değerli kardeşim! Önceki sayfaları okuduktan sonra belki de İslâm ümmetinin başına gelen sıkıntı ve yenilgilerin, ancak Allah'ın izni ve iradesiyle gerçekleştiği konusundaki inancın artmıştır. Bu, Allah'ın metodundan sapmamız ve uzaklaşmamızın doğal bir sonucudur. Yüce Allah, bizde var olan şeyleri değiştirmeye kadirdir. Ancak O, Kitabı'nda, bu değişimi, bizler nefislerimizde olanı değiştirmeye başlamadıkça gerçekleştirmeyeceğini haber vermiştir. Nefislerdekini değiştirmek; yanlış düşünce ve anlayışları değiştirmeyi, imanın kalbe hâkim olmasını, Yüce Allah'a karşı doğru ve samimi olma konusunda nefisle mücadele etmeyi ve O'nun rızasını kazanmayı gerektirmektedir. Tüm bunlar, sonuçta Yüce Allah'a samimi bir kul olmakla gerçekleşir ve şu âyette ifadesini bulur: "De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm, hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir."¹ Diğer bir ifadeyle, değişimin amacının, Müslüman aile ve Müslüman toplumun meydana gelmesini sağlayan salih Müslüman bireyi ortaya çıkarmak olduğunu söyleyebiliriz. ¹ Enăm 6/162.
Sayfa 75 - Beka yayınları
Reklam
İbrahim (a.s)
İbrahim (a.s) Cebrail aleyhisselam ve diğer büyük meleklerle görüştüğü bir esnada melekler kendisine İshak (a.s) ı müjdeledikten sonra görevli olarak Lut (a.s)'a gideceklerini söylerler. Bunun üzerine İbrahim (a.s) hemen Lut (a.s) 'ın kavmini helak etmekle görevlendirildiklerini anlar ve : "Ya kardeşim Lut'a ne olacak, siz o kavmi helak ederseniz kardeşim Lut'a da bir zarar gelmesinden endişe duyuyorum. Lut için üzülüyorum. " Diyor. Üstelik meleklerin Allah tarafından görevlendirildiklerini bildiği halde ve Allah'ın Peygamberi olan Lut'a bir zarar vermeyeceğini bildiği halde "Ya kardeşim Lut'a ne olacak " diyor. Bizler de aynen böyle mü'min kardeşlerimiz için duyarlı olup dertleriyle dertlenenilseydik bugün FİLİSTİN diye bir sıkıntı olmazdı.
Sayfa 70 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
Hz. Ömer (r.a), halifeliği sırasında Şam'a gitmişti. Kendisini karşılayanlar arasında valiyi göremeyince etrafına toplanan şehrin ileri gelenlerinden, "Kardeşim Ebû Ubeyde nerede?" diye sorduğunda, "Şimdi gelir." dedi. ler. Az sonra da Ebû Ubeyde geldi. Hz. Ömer (r.a), valisinin yaşantısını görmek istiyordu. "Haydi kardeşim, sizin eve gidelim" dedi. Birlikte eve gel. diler. İçeriye giren müminlerin emîri, evin içinde kılıcı, zırhı ve birkaç parça da ev eşyasından başka bir şey göremedi. Bunun üzerine Hz. Ömer (r.a), "Senin bunlardan başka bir şeyin yok mu?" diye sorunca, Ebu Ubeyde (r.a), "Bunlar benim ihtiyacım için kâfidir." diye cevap verdi. Hz. Ömer (r.a), "Misafirine bir şey ikram etmeyecek misin?" diye sorunca, Ebu Ubeyde kalkıp eski bir küp getirdi. İçinden kurumuş ekmek parçaları çıkarınca gözleri yaşla dolan Hz. Ömer (r.a), "Ey Ebû Ubeyde! Vallahi sen hariç dünya hepimizi değiştirdi" diyerek ağlamaya başladı. Allah onlardan razı olsun! Hiçbir şey onları değiştiremedi. Onlar yokluk içindeyken de takvalı yaşadılar. Varlık içindeyken de takvalı yaşadılar.
"Kim bir hayra sebep olursa onu yapan gibi hayır kazanır"
Genç kardeşim! Sosyal medya, zararları ile büyük bir imtihan ve fitne olmanın yanında faydaları ile de bulunmaz bir nimettir. Nor­mal şartlarda ömrü boyunca birkaç bin insana ulaşabilecek birinin sosyal medya aracılığı ile yüz binlere ulaşması mümkündür. Ve bu potansiyel, hayırlı işler için kullanılırsa tahmin bile edilemeyecek güzel sonuçlar doğurabilir.
Nasrullah Mansur, Yakut ismiyle tanınan Habibullah'ın şöyle anlattığını haber verdi: Kardeşim şehid olmuştu. Üç ay sonra annem onu rüyasında gördü. Kardeşim ona, "Başımdaki bir yaranın dışında bütün yaralarım iyileşti." dedi. Bu rüya üzerine annem, mezarını açmamız için bize ısrar etti. Kardeşimin mezarının bitişiğinde başka birinin de mezarı vardı. Biz kardeşimin mezarını kazarken yandaki mezara bir delik açıldı. Orada, ölünün üstünde büyük bir engerek yılanını gördük. Bunu görünce annem bize "Daha fazla açmayın, bırakın." dedi. Ben, "Benim kardeşim şehiddir. Onun üstünde böyle bir yılan olmaz." diyerek eşmeye devam ettim. Kardeşimin cesedine vardığımızda, güzel kokular yayılıp burnumuza doluşmaya başladı, öyle ki kokunun şiddetinden neredeyse burnumuzu tıkıyorduk. Başındaki yarayı bulduk. Oradan kan akıyordu. Annem elini kan akan yerin üstüne koydu. Güzel koku onun parmağına da işledi. O günden bugüne 3 ay geçmesine rağmen parmağındaki güzel kokular gitmedi. Kokuların güzelliği artarak devam etti."
Sayfa 557Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.