Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Reklam
Din tüccarlığı vol. 2
Majesteleri, kuşkularınızın giderilmesini Hıristiyan âleminin yapacağı oylamanın sonucuna bırakmakla Bütün hükümdarlardan daha eşsiz bir bilgelik sergilediniz. Artık size kim kızabilir? Hangi kötü emelli kişi eleştirebilir?
Dini konularda eğitim almanın/dinde uzmanlaşmanın neticesi dincilik (din tüccarlığı/din şovmenliği) değildir. Zira dincilik, ancak cehaletin bir tezahürüdür. Diğer yandan reklamı edilen şey de metalaşır; din bir meta değildir. Bir yaşama biçimi ve dünya görüşüdür.
350 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Hanımın Çiftliği serisinin ikinci kitabıyla geldim.Bu kitapta da akıcılık devam ediyor.Fabrika işçisi kızın Hanım Ağa olma yolundaki büyük değişimine tanıklık edeceksiniz.İsmen ve cismen baştan aşağı bir değişim.Değişimler sadece kişilerde değil.Orhan Kemal, çok partili döneme geçişi, sanayıleşmeyi, toplumsal ve siyasal değişimleri ve bu değişime ayak uydurmaya çalışan halkı kaleme almış.Çıkarların ön planda tutulduğu, bu uğurda neler yapılabileceğini karekterler sayesinde gözler önüne seriyor.Ayrıca dönemin toplumsal yanlışlıklarını;özellikle çarpık ilişkiler, din tüccarlığı, kine nefrete dayalı toprak cinayetleri gibi meseleleri de okuyucuya aktarıyor.Keyifli okumaydı benim için.
Hanımın Çiftliği
Hanımın ÇiftliğiOrhan Kemal · Tekin Yayınevi · 20031,702 okunma
..... İslam adına dünyalık vaad ediyor. Din tüccarlığı yapıyor. Bir şeyin adına tüccarlık yapan onu satar ve sattığı şey artık kendisinin değildir. Din tüccarlığı yapanın dini yoktur. Bizim devletimizde milletimizde dinine saf ve temiz duygularla bağlıdır. Kadimden beridir bizim düşmanlarımız bizi din üzerinden çözmeye çalışmıştır. İslam'a saldırmıştır. .....
Reklam
216 syf.
9/10 puan verdi
Evet. İlk incelememle karşınızdayım. Uzun zamandır okumak istediğim, şu sıralar okuduğum Hayyam'ın Dörtlükleri hakkında ne düşünüyorum buna bakalım. Aman ne de önemli. Yinede bir şeyler yazayım. Hayyam Amca oldukça açık, anlaşılır ve de halka yönelik bir dil kullanmış. Kimsenin söylemeye cesaret edemediği, toplumda din tüccarlıği yapan bir kesimi bol bol iğnelemiş. Ama öyle böyle değil çok güzel iğnelemiş. Fakat işin acı tarafına gelirsek 1000'li yıllarda yazılan bu dizeler günümüzde bir kesimi de eleştiriyor bunun neresi acı derseniz geçen asırlık yıllara rağmen hala bu din tüccarlarını görmek beni gerçekten üzüyor. Kısacası Hayyam Amca bu dörtlüklerde benim düşüncelerimin tercümanı olmuş, söyleyemediklerimi söylemiş; Sabahattin Eyüpoğlu'nun da önsözde belirttiği gibi "Ne mutlu düşündüğünü onun kadar rahat söyleyebilene." der ve kesinlikle okunması gereken bir kitap olduğunu belirterek incelememi sonlandırıyorum.
Dörtlükler
DörtlüklerÖmer Hayyam · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202122,2bin okunma
Burada bu sitede ; Yaşamadığı din ve aşk tüccarlığı yapanlar var. Gören diyecek 24 saati ibadetle geçiyor aşkı için diyar diyar geziyor ama hep sitede zamanını geçiriyor. Yapanlar bıraksın bu da munafıklığa giriyor değil mi? Çünkü kandırmaya ve iki yüzlülüğe giriyor. Bu tehlikeli bir şey. Yapmayan varsa ne mutlu ona ve kıskanarak tebrik ediyorum onu. Kutlu ve mübarek olsun imanı da aşkı da. Sözüm meclisten dışarı! (Takip ettiklerim ve edenler hariç) desem de üstüne alınan olabilir alınan varsa kendini biraz sorgulasın.
Bir gönül arıyorum. Bu dünyada yaratılmışlara nasıl muamele ediliyorsa yarın Hakk'ın divanında kendisine öyle muamele edileceğinin farkında; fakat yarın bana iyi muamele etsinler tüccarlığı ile değil; güzelin yarattığına çirkin muamele edilmez safiyeti ile güzel ahlâkı kendisine mülk eyleyen bir gönül. Serdar Tuncer
Din tüccarlığı!
Derken dört bir yanda minarelerden müezzinlerin sesleri yükseldi: - Haydi namaza! Haydi kurtuluşa! Kurtuluşa mı? Hangi kurtuluşa? Neden kurtuluşa? İki bin yıldır burada duran şu kent Büyük İskender'in kahramanlıklarından Roma konsüllerinin lejyonlarına, Arap halifelerinin ordularından Bizanslıların açtıkları ve karadan gölün içlerine uzanan savaş galerilerine ve Haçlı ordularından Selçuklu süvarilerine, muzaffer Osmanlı sultanlarının cengaverliklerine kadar neler görmemişti. Bu arada adı da üç kez değişmişti: Antigoniya, Nikeya, İznik. Üç kez farklı devletlere başkentlik yapmıştı. Kenti ele geçiren her fatih, kimi Zeus, kimi İsa, kimi de Muhammed adına adalet ve kurtuluş vaat etmişti. Dünyanın dört bir yanından insanlar burada toplaşmışlar, Hıristiyan kilisesinin biri diğerinden daha bilge din adamları, kurtuluşa giden gerçek yolu sahtesinden ayırma tartışmalarında birbirlerinin sakallarını burada yolmuşlardı. Müslüman din adamları birbirlerinin ağzını burnunu yine burada dağıtmışlardı. Peki ne uğrunaydı bütün bu didişme, çatışma? Eski egemenin yerini alan yeni egemenin de, tıpkı eskisi gibi, toprağın ve suyun, bağların ve bahçelerin, otlakların ve yaylakların tek sahibi olması, tüccardan ve çömlekçiden, demirciden ve balıkçıdan, rençberden ve çobandan tıpkı eskisi gibi haraç alması için değil mi?
Reklam
·
Puan vermedi
Din, Zihniyet
Sabri F. Ülgener, çok eleştiri alan bir iktisatçı, hukukçu ve düşünce adamıdır. Fakat şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Onu bu denli acımasızca eleştirenler ‘’Sabri F. Ülgener’’ okumamışlardır. Dedesi Nakşibendi şeyhidir. Babası ise son dönemin din bilginlerinden. Anne tarafından askeri aristokrasiye, baba tarafından da tasavvuf ve edebiyat
Zihniyet ve Din İslam , Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlakı
Zihniyet ve Din İslam , Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat AhlakıSabri F. Ülgener · Derin Yayınları · 200658 okunma
173 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.