Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
144 syf.
8/10 puan verdi
Kıskanç bir kadının nefreti...
Hayli kıskanç olan Zehra'nın tavırları ev halkını çileden çıkarmaktadır. Öyle ki annesinden babasını kıskanacak kadar ileri gitmiştir bu kötü huyu. Babası Şevket bey kızının başını bağlayıp bu davranış bozukluğunu düzelteceğini düşünmektedir. O sıralar Suphi adında bir delikanlı bahçede Zehra'yı görür. Zehra'ya aşık olur. Ve Zehra da aynı duyguları hisseder. Zehra artık eskisi gibi çekilmez değildir. Baba Şevket bey kızının da bu hislerini görerek Suphi beyle bu izdivaç hakkında konuşurlar. Sonra nişan gerçekleşir.
Girizgah bu şekilde. Ana karakterler Zehra ve Suphi. Ve can alıcı olarak gördüğüm en önemli yer şu kısımdı...
"Beklemediği bir saadete erişenler için memnuniyetin o derecesiyle yetinmeyip "arzuların ötesine" heveslenmek neredeyse genel bir kuraldır." S. 22
Başlarda rüya gibi mutluluk yaşayan çiftin mutluluğu sonraları Suphi'nin annesinin iyi niyetli olarak eve bir Kafkas güzeli hizmetçi almasıyla değişir. Sırrıcemal adındaki bu güzel kız, Zehra'nın hamurundaki kıskançlığı yeniden ortaya çıkarır... Üstelik Suphi bey de bu psikolojik boşlukta Sırrıcemal'e meyleder.
İlk psikolojik roman denemesi olarak sunulan bu eserde insan düşünce yapısını, ruhsal analizlerini başarıyla temsil etmiş bir yazar göreceksiniz. Okunuşu, kavraması kolay olmasıyla, merak uyandıran olay örgüsüyle ben okurken keyif aldım.
Sizlere de tavsiye ederim. Edebiyatımız dipsiz bir kuyu gibi...
İyi okumalar dilerim..
256 syf.
7/10 puan verdi
Eşekarısı Fabrikası
Evet sarsıcı! Evet yıkıcı! Başından sonuna kadar merakı el üstünde tutup, aklınızı olduğu kadar midenizi de allak bullak eden bir fırtına gibi… bırakmak istesenizde o girdaba kapılıyorsunuz, ailenin dipsiz bir kuyu gibi içine çeken bir ortamı mevcut, sanki çekip gitseniz peşinizi bırakmayacak gibi…Yazar esmiş, gürlemiş ve son sayfalarda o derin şok anında sizi yapayalnız bırakmış, kendi duygularınızı bile nasıl kontrol edeceğinizi bilemeden öyle kalakalıyorsunuz, çözüm yok o duygularda, en azından şoktan çıkana kadar öylesiniz! Boşluktasınız…
Rahat bir hayat süren ve istedikleri hep olan bir kadının bir tür macera araması gibi bir amaçla eşini aldatmasından bahsediliyor . Zevklerin geçici olduğu ve vicdan azabının sürüklediği dipsiz kuyu.. Bir türlü açıksözlü olamayıp gerçeği saklamanın bedelini ödeyen bir kadın tipi. En büyük ceza korkudur , bilinmezlikte sürüklenmektir. Bedeli ne olursa olsun doğrudan ayrılmamak gerekiyor bence.
Evet kitabın ana konusu bir akıl hastanesinde geçen olaylar kitabımızın jack nicholsonun oynadığı bir filmide var
Peki kitap bana neyi düşündürdü öncelikle insanlar niçin cezaevlerine sığınır yada bir akıl hastanesine niçin kapatırlar kendilerini dışarıda kendileri ile alay edilirler küçük görülürler ve bazı insanlar belkide hiç istemeden adam
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir kronometrem olsa,
Kaç dipsiz kuyu var beynimde?
Saysa dursa.
Kaldır kadehi bilişsel yalnızlığın ağır travmasına.
Biraz da süsle.
Kaybettiğin gerçek düşlerini menekşelerle.
İyikilere evrilen keşkelere vur kadehi mesela.
Arabesk tonlarda boğulma.
Ne de olsa gurur hep en başta.
Akıl bazen insanı uç noktalara götürebiliyor. Fakat bana iyi bir psikiyatristin insanı o noktalardan geri döndürebileceği öğretildi.
.
Harvard tıptan birincilikle mezun olan yazar Dr.Gary Small, California Üniversitesi'nde /Los Angeles/ psikiyatri profesörüdür. Çalışmaları, Wall Street Journal, New York Times ve USA today gibi yayınlara haber olmuştur. Scientific American dergisi tarafından bilim ve teknolojide dünyanın önde gelen isimleri arasında gösterilmiş.
Öğrenciliği bitipte kitapların arasından sıyrılıp stajdı, acil servis koridorlarıydı derken klinik tecrübe girdabının içine atlamıştı artık. Eşi Gigi Vorgan ile hazırladığı bu kitapta meslek hayatında yaşadığı zorlukları, karşısına çıkan en sıra dışı olayları onbeş bölüm halinde bizlerle paylaşmış. En güzel yanı da bir seanstan diğer seansa kadar kendi duygularını da ortaya koyup çözüm ararken düşüncelerini ara ara bizimle konuşması keyifliydi.
Yazarı acıtan- benimde yüreğimi acıtan Gary Small’ın 180 IQ lu akıl hocası oldu. İşte bu vakayı gözleriniz dolu dolu okuyup her bir seansta bir çok bilgi edineceksiniz.
İnsan zihni maalesef dipsiz bir kuyu gibi. O kuyu da karanlık beslenir biz ışığı yakmadığımız sürece.
İyi ki okudum dediklerimden olduğu için yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum.
Kesinlikle okumanızı öneririm.
Kitap ve sevgiyle kalın...
