DP iktidarı 27 Mayıs 1960'ta, kendisini Milli Birlik Komitesi olarak adlandırılan ve Silahlı Kuvvetler hiyerarşisinin dışında kurulmuş, bir askeri komitenin yürüttüğü müdahale ile son bul muştu. Müdahale öncesi Türkiye'de toplumsal ve siyasal alanda büyük bir kanşıklık vardı. Meclis'te DP ile ana muhalefet partisi CHP arasında sertliklere varan tartışmalar bitmek bilmiyordu.
Üniversitelerde ise ölümle sonuçlanan eylemler meydana geliyordu.
Bu arada başta ABD olmak üzere güçlü dış destekçileri DP hükümetine kredi vermekte zorluklar çıkarıyordu. Çünkü "ba lık oltaya" yakalanmıştı! ABD, 1959 yılında kredi vermeyi kesti. Aldığı kredilerle popülist politikalar uygulayan hükümet zor daydı. Karşısında IMF reçeteleri bulunuyordu. Enflasyon üçlü rakamlarla ifade ediliyordu. Zamlar arka arkaya yağmur gibi yağıyordu. Sıkışan DP hükümeti gelişen toplumsal muhalefeti yasaklarla, sertlikle susturmak istiyordu.
Ordu, ülkenin gerici ittifakına karşı çıkan aydınları ve gençli ği de arkasına alarak 27 Mayıs'ta yönetime el koydu. 27 Mayıs'ın en önemli özelliği, örgütlenme ve fikir özgürlüklerini tamyan, ülkeye demokratik bir açılım sağlayan 1961 Anayasası'ydı. 9 Temmuz 1961 tarihinde halka sunulan yeni anayasa yüzde 65 oramnda "evet" oyu aldı.
Darbe sonrası kurulan Yassıada Mahkemeleri'nde Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Haşan Polatkan idam edildi.