KIBRIS SORUNUNA TEPKİLER 1955-1956
Ocak 1955'te ırak başbakanı Nuri Sait'le Bağdat Paktı üzerinde görüşen Menderes, Kıbrıs'ta İngiliz yönetiminin devam etmesini tercih ettiğini belirtmişti. Buna rağmen Türk dışişleri bakanı Fatin Rüştü Zorlu Londra Konferansı 'nda, adadaki İngiliz hakimiyetinin sona ermesi halinde, tüm adanın Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini söylemişti. 1956 yılında Türk Hükümeti tutumunu değiştirerek, adanın Rum ve Türk kesimlerinin birbirinden ayrılarak kendi hakimiyetlerini kurmaları konusunda ısrar etmeye başladı. Görünüşe bakılırsa, bu teklif ilk olarak lngilizlerden gelmişti . lngilizler genelde Türklerin enosis mücadelesini teşvik etmişlerdi
Sayfa 132 - MOZAİK YAYINLARI
Tarihte Bugün 27 Mayıs 1960.. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk darbesi, 27 Mayıs 1960'da, Demokrat Parti'nin (DP) "Türkiye'yi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğü" gerekçesiyle, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki bir grup subayın ülke yönetimine el koymasıyla gerçekleşti.. Yassıada'daki yargılamalar ise 14 Ekim 1960'ta başladı, 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. 77 yaşındaki Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi.
Reklam
Atatürk, Milli Mücadele yıllarından itibaren her kararını Meclis’in onayına sunmuştu. Aynı şekilde İsmet İnönü de Meclis’i devre dışı bırakmayı hiç düşünmemişti. Ama Adnan Menderes ve onun DP’si, Meclis’i devre dışı bırakmayı alışkanlık haline getirdi. Kore’ye asker gönderilmesi tek örnek değildi. Başka örnekler de vardı. Mesela, DP hükümetinin Dışişleri Bakam Fatin Rüştü Zorlu, Meclis’in onayından geçirilmeden ve cumhurbaşkanına sunulmadan yürürlüğe giren pek çok ikili antlaşmaya imza attı. Örneğin, ABD Dışişleri Bakanı Dulles’le imzalanan ve “yıkıcı faaliyetler ve dolaylı saldın” durumlarında Amerika’ya, Türkiye ye müdahale hakkı veren “Ana Mukavele”Meclis’e sunulmadan Fatin Rüştü Zorlu’nun imzasıyla yürürlüğe sokuldu.
Adile Ayda'nın Hayat hikayesi
Adile Ayda Kazan Türklerindendir. 1913 de Kazan'da doğmuştur. Hayatı üç ayrı ülkede geçen babası, Rusya' da 1917 ihtilalinden sonra kurulmuş Muhtar İdil-Ural (İç Rusya ve Sibirya) Türk Devletinin Başkanı, Fransa'da Sorbon Üniversitesi Profesörü, Türkiye'de ise, Ankara Hukuk Fakültesinde ve İstanbul Üniversitesinde Profesör ve
TC-İSRAİL İLİŞKİLERİ 1958 /Irak ta Darbeden önce Gizli Görüşmeler
İsrail Dışişleri Bakanı Golda Meir, Türkiye ile yapılan anlaşmada süreci yöneten en önemli isim olmuştur. Meir daha Irak’taki darbe gerçekleşmeden 1958 baharında Türkiye’ye gizli bir ziyaret gerçekleştirmiş ve Marmara Denizi’nde bir teknede Fatin Rüştü Zorlu ile gizlice görüşmüştür. Irak’taki darbe sonrası temaslara hız veren Meir, Ankara’da yapılacak üst düzey toplantıdan önce 2 Ağustos 1958’de Paris’e giderken Zürih’e uğramış ve burada Fatin Rüştü Zorlu ile yeniden gizli bir görüşme yapmıştır. Bu görüşme talepleri daha yoğun bir şekilde İsrail tarafından gelmiştir Ön görüşmelerin ardından iki taraf 28 Ağustos 1958’de İsrail Başbakanı Ben Gurion’un Ankara’ya gelmesi ile masaya oturmuştur. Ankara’da yapılan görüşme ve anlaşmanın detayları gizli tutulmuştur. Ben‐Gurion gizli bir uçuşla Türkiye’ye gelmiş ve görüşmeye birkaç general, Türk Dışişleri Bakanı, iki ülkenin başbakanları katılmıştır. Gizliliğin sağlanması için içeri garson dahi alınmamış ve Türk dış işlerinin deneyimli diplomatları aynı zamanda görüşmelerde servise yardımcı olmuşlardır... (MAKALE: 1958 TÜRKİYE‐İSRAİL PERİFERİK ANLAŞMASI/ BOLU ABANT İZZET BAYSAL ÜNİV.Öğr.Üyesi Dç.Dr. Arda BAŞ)
Demokrat Parti ileri gelenlerinden 15'i idama, pek çoğu çeşitli ağır hapis cezalarına mahkûm edilmiş, az bir bölümü de beraat etmişti. Cezalar, kamuoyunun tahmininden daha ağırdı. İdam cezaları Milli Birlik Komitesi tarafından incelenmiş, bunlardan üçünün infazına, diğerlerinin müebbet hapse çevrilmesine karar verilmişti. Büyük bir gizlilik ve sürat içinde önce Fatin Rüştü Zorlu (eski Dışişleri Bakanı) ile Hasan Polatkan (eski Maliye Bakanı) İmralı adasında asılmışlar, o sırada eski Başbakan Adnan Menderes, fazla miktarda uyku ilâcı almak suretiyle intihara teşebbüs etmişti. Bu teşebbüsün çabuk farkına varılmış ve Menderes'in hayatı (asılarak idam edilmesi için) kurtarılmıştı. Memleket ağır ve kederli bir hava içindeydi. Bazılarına göre, bu intihara teşebbüs hâdisesi, tamamen düzmeceydi. Zorlu ile Polatkan'ın önce idam edilmeleri bir nabız yoklamasıydı. Menderes'in asılması kasten geciktirilmişti. Yurt çapında bir kalkınış ve direnme olursa, büyük olaylar meydana gelirse, Adnan Menderes'in hayat muhafaza edilecek, belki bir rehine olarak kullanılacaktı. Evlerine kapanıp ağlayanlar vardı. Dükkânlarını açmayanlar vardı. Yüreği kanayanlar vardı. Ama ciddî ve elle tutulur bir tepki... İşte o yoktu. Bunun üzerine Adnan Menderes de idam olundu.
Reklam
61 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.