Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Demet Satı

Sabitlenmiş gönderi
"Bir kere ben de zaman kaybetmiştim. Böyle şeyler baktığın son yerden çıkar hep."
Reklam
Gelgelelim sokakta yaşamak pek de öyle bedava değildir. Er- hard Bemer’in da vurguladığı gibi, ’’Hindistan veya Filipinler'de kaldırım sakinleri bile polise veya sendikalara düzenli kira vermek zorundadır."63 Lagos'ta da müteşebbisler inşaat alanlarından ödünç aldıkları el arabalarını evsizlere yatak olarak kiraya verirler.
Devralınmış konut alanları içinde en tuhafı, bir milyon yoksul insanın Memlûk mezarlarım prefabrik konut unsurları olarak kul landığı Kahire'deki Ölüler Şehri'dir hiç kuşkusuz. Sultan ve emirle rin mezarlarıyla dolu dev mezarlık bugün etrafından kalabalık oto yollar geçen, surlarla çevrili bir kent adasıdır. "İstilacılar mezarlar üzerinde canlıların ihtiyaçlarına uygun olarak yaratıcı değişiklikler gerçekleştirmişler. Anıtlarla mezar taşlarım çalışma masası, yatak başlığı, masa ve raf olarak kullanıyorlar. Çamaşırları mezar taşlan arasına gerdikleri iplere asıyorlar."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Üçüncü Dünya kent lerinde, sömünge dönemi sonrası orta sınıfının kent merkezinden etrafı duvarlarla çevrili, güvenlikli banliyölere ve "kenar kent" diye adlandırılan yerlere taşınması ABD'de olduğu gibi kentsel bölün meyi, ayrışmayı yeniden üretmektedir.
Kentlilerin yaklaşık dörtte biri (1988'de yapılan bir ankete göre) gözle görülür "mutlak" bir yoksulluk içinde yaşamaktadır; günde bir dolar veya daha az parayla yaşamaya çalışmaktadır. BM verileri doğruysa, Seattle gibi zengin bir kent ile İbadan gibi çok yoksul bir kent arasındaki hane başına düşen gelir düzeyi far kı 739'a 1 gibi büyük bir rakamdır (inanılmaz bir eşitsizlik).
Reklam
Gecekondu sakinleri gelişmiş ülkelerin kent nüfusunun sadece yüzde 6'sını oluştururken, bu oran azgelişmiş ülkelerde yüzde 78,2 gibi akıl almaz bir orana tekabül eder; tam olarak küresel kent nü fusunun dörtte üçü demektir bu.
Velhasıl geleceğin kentleri, ilk kuşaktan şehir planlamacılarının tasavvur ettiği gibi cam ve çelikten değil, büyük oranda kaba tuğ la, saman, geridönüştürülmüş plastik, briket ve hurda tahtalardan inşa edilecektir. Yirmi birinci yüzyılın kent dünyası, gökyüzüne yükselen ışıklı kentler yerine büyük oranda çerçöp, dışkı ve pislik içine gömülmüş kentlerden oluşmaktadır. Hatta, postmodern gece kondu mahallelerinde oturan bir milyar kent sakininin geriye bakıp kent hayatının ilk dönemlerinde, dokuz bin yıl önce Anadolu'da kurulmuş olan Çatalhöyük'ün dayanıklı kerpiç evlerine imrenmesi işten bile değildir.
Üçüncü Dünya bugün, klasik emek yoğun kırsal bölge ve ser maye yoğun sınai metropol klişesinden ziyade sermaye yoğun kır sal bölge ve emek yoğun sanayisizleşmiş kent örnekleriyle dolu dur. Başka bir deyişle, "aşırı kentleşme"yi iş arzı değil, yoksullu ğun yeniden üretimi yönlendirir. Neoliberal bir dünya düzeninin geleceği yönlendirmek için başvurduğu beklenmedik yollardan biridir bu.
Lagos'un nüfusu, kent ekonomisi derin bir gerile me içinde olmasına rağmen, 1980'lerde Nijerya'nın nüfusundan iki kat daha hızlı nasıl büyüyebilmiştir?
...kentleşme, ilerleyen teknolojinin demir yasalarından ziyade açık bir biçimde küresel bir siyasal konjonktü rün (1970'lerin sonlarında dünya genelinde yaşanan borç krizi ile s onrasında, 1980'lerde Üçüncü Dünya ekonomilerinin IMF öncülü ğünde yeniden yapılandırılmasının) mirasıdır.
Reklam
Demet Satı
Bir kitabı okumaya başladı
Gecekondu Gezegeni
Gecekondu GezegeniMike Davis
8.3/10 · 52 okunma
Demet Satı
Bir kitabı okumayı düşünüyor
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay
8.9/10 · 61,5bin okunma
Babalar ve Ustalar
Yutarcasına kitap okuduğum, okudukça evde sesimi yükseltiğim yıllarda, babamla her çatıştığıöda lafin dönüp dolaşıp okuduğum kitaplara gelmesi tesadüf değildi. ...Kızının "deli saçması" kitaplanırı kimseye çaktırmadan okurken, onların getirebileceği tehlikelerden haberdar olmak, bu sayede de kızını korumak istiyordu kuşkusuz babam. Ama altan alta iktidarını hiç tanmadığı bir yabancıya, Friedrich Engels'e, Walter Benjamin'e, Oğuz Atay'a kaptırmış olmanun telaşı da yok mu orada?
Kafka'nın Böceği
Oysa Kafka anlatımın tam da dilsel fakirlik üzerine kurar. Dile olmadığı bir dilmiş gibi davranmak yerine, oradaki yabancılığı daha da pekiştinmek üzere kuru bir üslupta direnir. Greenberg'e göre metafordan uzak durduğu için metaforu anlatısının temeli kılabilmiş, metaforu somut bir imgeye dönüştürebilmiştir Kafka.
giriş
Başlamak için paradokslar iyidir, eleştirel düşünce için daha da iyi. Çünkü iki problemi birbirinin ışığında bir kez daha düşünmeye zorlar bizi. Eğer bu dünya böyle şekillenmişse dil de ister istemez bundan payını alır; öyleyse bu dünya değişmelidir; böyle diyor birinci önerme. Ama ikincisine de kulak verelim: Dil bu dünyayı anlamamızın saydam bir vasıtası değil, o dünyayı var eden ortamlardan biri; eğer dil değişmezse bu dünya da değişmez; öyleyse dil değişmelidir.
giriş
Raskolnikov hiç yazılmamış, Dostoyevski hiç yazmamış gibi yazmak mümkün mü? Atay kaygılanmakta haklı: ...Dostoyevski'nin karşısında güçsüz bir yankılanan, bir Dostoyevski efektinden ibaret kalmak vat.
428 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.