Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorum­lusu sizlersiniz;
Halil Cibran, gerek şiirlerinde, gerekse resimlerinde “İnsanoğlu”nu ve onun “İnsan”lığını en yüce doğa olayı olarak ele alır. Evrimlere yürekten inanır. “Sizler Doğa’nın çocuklarısı­nız” der. İnsanlara eziyet edenleri, sömürenleri, aldatanları şiddetle kınar. Ama sömürülenlere de yalmz acıma duygusuyla yanaşmaz: “Eğer başınıza bir despot geçmişse bunun sorum­lusu sizlersiniz; Yüce Yaratan, alnınıza diktatörleri yazmamıştı, bunu sizler kendi kendinize yazıyorsunuz” der. İnsanların, in­sanlıklarına kavuşmak istiyorlarsa, diktatörlere başkaldırmaları gerektiğini savunur.
Sayfa 47 - Destek Yayınları - 1. Baskı Şubat 2008Kitabı okudu
Şimdi bütün bulutlar gökyüzünde gelecek bin yılda yağacak yağmurların zamanı ve miktarı konusunda karara varmak için bir toplantı düzenleseler ve düzenledikleri toplantıda, her toplantıda olduğu gibi karşıt fikirlilerin geri adım atmasından mütevellit ciddi boyutlarda bir tartışma çıksa ve taraflar yani bulutlar büyük şairlerin şiirlerindeki gibi sille tokat birbirlerine girseler ve biz faniler de bu olayı biraz abartılı ama bir şekilde dünyanın daha önce şahit olmuş olduğu bir doğa olayı gibi algılasak her şeyden habersiz, ama abartılı olması nedeniyle eklesek de olayın büyüklüğünü anlatabilmek için “gök yarıldı galiba,” diye ve korksak yağan fena yağmurun şiddetinden ve ıslansak donumuza kadar hem de elimizden geldiğince sakınırken kendimizi, bir tek damladan bile, ne güzel olur. Âşık olmadan bakarız birbirimize uzunca bir süre, ıslak ıslak…
Sayfa 162 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Başlarken her şarkı güzel, her şiir anlamlı, her renk büyülü ve her yol kutsal... Umut ve tutkuyla beslenen sevgi, en sıradan anları bile kutsanmış birer şölene çevirebilme gücüne sahip. Sevgilinin ağzından çıkacak her cümle şaheser, beyaz perdeye yansıyan her film Oscar'lık, mevsim normallerinde seyreden her doğa olayı ilahi bir işaret. Birlikte gülmek, bir bakışa kanmak, bir dokunuşla utanmak yeni aşıkların dilinden düşmeyen nakaratı...
Sayfa 8 - roman, la kitapKitabı okudu
Mısır Tanrısı artık güneşi temsil eden Firavundu. Böylece güneşin aydınlattığı alanların sahibi sayıldılar. Yeni mesleklerini çok sevmiş olmalıydılar ki, Firavunlar bu yeni işlerini, yani Tanrılığı, başkalarına kaptırmak istemediler. Kızkardeşleri ile evlendiler. Böylece görev aile içinde kalacaktı. Güneş+Firavun=tanrı denklemi oluşturularak
Samanyolu galaksisinin güneş sisteminin kokuşan bir gezegeni olan dünyada, insanoğlu insanoğluna kısacık bir süre için teğettir. Sonra herkes kendi meçhulüne yollanır. Bir başına, insanoğlunu insanoğlu kılan, insanoğlunun insanoğluna teğet geçtiği o kısacık süredir: 'Biz' öyle buyurduk. Belki beş bin yıl öncesinin
İnsanların ağır fiziki çalışma yükünden kurtarmak gerek, boyunduruklarını gevşetmek, soluk almalarını sağlamak gerek ki, tüm hayatlarını ocağın, teknenin başında ya da tarlada geçirmesinler. Manevi dünya ve Tanrı üzerine düşünecek zamanlar olsun. Kendi manevi yeteneklerini daha iyi geliştirebilsinler. Buna ek olarak, tıp birer doğa olayı olarak hastalıkları inceleyip araştırmak için gereklidir. Yoksa onları tedavi için değil. Eğer tedavi edilip iyileştirilecekse, hastalıklar değil hastalıkların nedenleri iyileştirilmelidir. Temel nedeni -fiziksel iş yükü- ortadan kaldırın. O zaman hastalıklar kalmayacaktır. Tedavi eden bilimi yadsıyorum. Gerçek bilim ve sanat geçici özel hedeflere ulaşmaya çalışmaz. Ebedi ve genel olanla uğraşır.
Reklam
408 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.