Kitap Yorumu//Kızıl Kraliçe(Kızıl Kraliçe Serisi 1)-Victoria Aveyard
.
İnsanların kana göre sınıflara ayrıldığı bir düzen… Büyülü, tanrısal yetenekleriyle diğerlerine hükmeden gümüşler, onların gölgesinde hayatta kalmaya çalışan, sıradan kızıllar… Kanla bölünmüş bir dünyada, kazananı belirsiz bir varoluş mücadelesi…
.
Mare Barrow’un dünyasında kanın rengi, varoluşun biçimini belirlemektedir. Doğaüstü yeteneklerle donatılmış Gümüşler, köle gibi çalıştırdıkları ve savaşta ölüme gönderdikleri Kızıllara hükmetmektedir. Yoksul bir Kızıl kasabasında yaşayan on yedi yaşındaki Mare, talihsiz olaylar sonucu bir Gümüş sarayında çalışmaya başlar. Ancak Kızılların başkaldırı hareketini örgütleyen Kırmızı Muhafızlar’ın davasını ateşleyecek kıvılcımın kendi parmaklarının ucunda olduğunu fark edince bambaşka bir oyunun ortasında kalır.
.
Bu serinin ilk üç kitabını sanırım yaklaşık 4-5 yıl önce okudum. Çok da severek okumuştum. Yayınevi son kitapları o kadar uzun süreli bir arayla çıkardı ki ben de okumayı bırakmıştım yılıp. Son kitap çıktıktan sonra da bir türlü kısmet olmamıştı seriyi bitirmek. Hala birkaç ara kitabını çıkartmadı yayınevi ama buna da şükür ne yapalım. 
Emrah Sümer Kızıl Kraliçe Serisi'ne başladıklarını söyleyince ben de sizinle tekrar okuyayım dedim ve iyi ki de okumuşum. Bütün detayları unutmuşum resmen ve Pegasus Yayınları'ndan çıkıp sevdiğim nadir serilerden biridir. Tekrar okumama rağmen aynı keyifle de okudum. Genç yetişkin serilerinde ters köşe yapmak ve karakterlerini harcamak konusunda da aşırı becerikli bir yazar. Seviyorum bu seriyi.
Başkaldırıyorum, öyleyse varız" diyordu köle doğaüstü baskaldırı da "yalnızız" diye ekliyordu, bugün hala bununla yaşıyoruz. Ama boş gökyüzü altında yalnızsak dönmemesiye ölmek gerekiyorsa, nasıl olur da gerçekten var olabiliriz
Sayfa 293Kitabı okudu
