160 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
"Bir şeyler yapıyorum, yürüyorum, konuşuyorum, yemek yiyorum yani her zaman yaptığım işleri sürdürüyorum ama nasıl anlatsam, bir boşluk duygusu içinde. Sanki içimde derin bir hiçlik var." Selamlar :) Zülfü Livaneli kitaplarını sever misiniz ? Ben çok severim ve bu Livaneli'den okuduğum beşinci kitaptı. Tüm kitaplarını okurum dediğim nadir yazarlardan birisi olur kendileri o yüzden Livaneli'nin kalemiyle hâlen tanışmadıysanız mutlaka bir yerden başlamalısınız. Okuduğum kitaplarını genelde çok sevdim ama en etkilendiğim Serenad olarak kalacak sanırım. Gelelim Huzursuzluk kitabının konusuna; İstanbul'un kargaşası içinde yaşayan ve gazeteci olan İbrahim, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölümünün üzerine doğduğu, büyüdüğü topraklara, Mardin'e gidiyor. Gizemli bir kadının peşine düşen Hüseyin'in Mardin'de başlayıp Amerika'da sona eren hayatını araştırmaya başlıyor. Ancak bu araştırma öyle bir araştırma ki İbrahim olayların dışında kalamıyor ve tüm duygularıyla olayın içine çekiliyor. Ezidi kızı Meleknaz'ın Hüseyin'le karşılaşması, Meleknaz'ın ve diğer Ezidilerin yaşadığı acılarla dolu bu hikayeyi okudukça aslında Ortadoğu'nun gerçeklerine de şahit oluyoruz. Vicdani duygulardan yoksun olmayan herkesin bu kitaptan çok etkileneceğini düşünüyorum. 154 sayfa ama öyle hemen okunup kolay hazmedilecek bir kitap değildi bence. Sık sık gözlerim doldu yaşanan zulümleri okurken... Daha ne diyebilirim ki kesinlikle okuyun...
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100,4bin okunma
55 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Daha önce hiç duymadığım ama bir vesile ile haberdar olduğum yazarlardan Halil Cibran. Ermiş isimli kitabı ile tanıştık kendisiyle. Bu kitabı okuduktan sonra alıntılarımı tekrar okuduğumda kitabın güzel bir kitap olduğunu anladım. Halil Cibran'ın Ermiş isimli kitabı felsefi bir kitap. Felsefe de düşünme gerektiriyor ve belki de okurken düşünme eylemini tam olarak gerçekleştiremiyoruz. Bu yüzden kitabı iki kere okuyun derim. Kitabın konusuna gelirsek.. Orphalese isimli kentte -ki bu kenti mutlak merak edip araştıracaksınız ve aslında böyle bir yerin olmadığını anlayacaksınız benim gibi. tabi ben gözden kaçırmadıysam- El Mustafa isimli bir adam varmış. İşte kitabımızın Ermiş'i bu adamdır. El Mustafa felsefi bir karakter. Orphalese halkı onu çok sevmiş ve değer vermiştir. Ancak El Mustafa kaldığı şehirden doğduğu topraklara geri dönüş yapacaktır. Orphalese halkı gitmeden önce ondan öğütler almak ister. İşte bu kitap bu öğütlerin toplamından ibaret. Aşk, evlilik, çocuklar, yeme-içme, suç ve ceza, dostluk, konuşma, zaman, dua, güzellik, ölüm gibi konu başlıkları mevcut. Bu başlıklar Orphalese halkı tarafından El Mustafa'ya sorulur ve cevap beklenir. Mustafa'da felsefi kişiliği ön planda olarak bu sorulara kendince cevaplar verir. Verilen cevaplar özlü sözler gibidir ya da diğer bir ifadeyle aforizma. Bazı cevaplar o kadar güzel ki. Okurken, bu olgu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi diyorsunuz kendi kendinize. Velhasıl tavsiye ettiğim ve zaten kısacık bir kitap. İyi okumalar.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202371,2bin okunma
Reklam
"Mümkün olsaydı keşke seçebilmek doğduğum toprakları, mümkün olsaydı keşke silebilmek ön yargıları, değiştirebilmek yazgıyı.."
İİ-LO-Vİ
-Tiyekleri koparmaya geldiklerinde kendini fazla belli etme sakın. Varsa ufak bir yaprağın altına doğru bük belini. -Neden büyük bir yaprağa sığınmamalıyım hem beni daha iyi saklamaz mı?  -Onlar hep büyüklere gözlerini dikerler. Hem yarın bir gün yaprakları toplamaya geldiklerinde altına saklandığın küçük yaprak onlara yaramayacağı için seni
354 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Drina Köprüsü,  Nobel edebiyat ödüllü İvo Andriç'in Sokullu Mehmet Paşa'nın Vişegrad'da yaptırdığı köprü ve çevresindeki yaşamlar üzerine yazdığı romanıdır. Sokoloviç köyünden koparılıp Osmanlı egemenliğine devşirme olarak alınan Sokullu Mehmet Paşa'nın doğduğu topraklara armağanıdır bu köprü. Yöre dilinde Sokullu Mehmet Paşa köprüsü (Sokoloviç Köprüsü) olarak bilinir. Köprünün yapımı ise Mimar Sinan'a aittir. Bu özellikleri nedeniyle Türkiye'de çok fazla okunan bir romandır.  Drina Köprüsü, adeta tarihe tanıklık eden bir köprü olmuştur. Savaşlar, su baskınları, isyanlar, salgın hastalıklar, ölümler, aşklar ve daha nicesi köprünün etrafında anlatılmıştır. Bosna-Hersek'in Osmanlı egemenliğinden Avusturya-Macaristan egemenliğine geçmesi, her zaman bir arada yaşayan Müslümanlar ve Hıristiyanların yaşayışı mükemmel bir anlatımla bizlere sunulmuştur. Tarihi hissedeceğiniz, yaşananları gözünüzde canlandıracağınız bir roman olmuş. Yazar bunları anlatırken tarafsızlığını da korumuştur. Kitabı bitirdikten sonra UNESCO'nun 2007 yılında Dünya Mirası Listesi'ne aldığı bu köprüyü görme isteğim oluştu. Umarım bir gün bu isteğimi yerine getirebilir ve kitabı gerçek anlamda yaşayabilirim.
Drina Köprüsü
Drina Köprüsüİvo Andriç · İletişim Yayınevi · 20185,7bin okunma
·
Puan vermedi
Dobra, sert, şakasız, doğduğu toprakları reddeden bir yazarın kaleminden.. Birer sayfalık kısa hikayelerden oluşan enfes bir kitap..Bakmayın kısa öyküler dediğime her öykü tokat niteliğinde..
Ses Taklitçisi
Ses TaklitçisiThomas Bernhard · Yapı Kredi Yayınları · 2020294 okunma
Reklam
1.000 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.