Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kitaba başlamadan önce kafamızdaki hedefe nasıl ulaşabileceğimizi, kazanabileceğimiz iyi alışkanlıklar ve bu alışkanlıkları nasıl kazanabileceğimiz üzerine bir sürü sıkıcı yazı okuyacağımı bekliyordum ancak kitap beni tam manasıyla ters köşe yaptı diyebilirim. Kitap bize kafamızda belirli bir hedef belirlemekten ziyade bu hedefe ulaşmak için geçen
Buket Uzuner eseri okumak hep bir macera benim için. Bir çırpıda bitirmek isteği uyandırırken hep bir düşünme molası verme zorunluluğu yaratan derinlikleri oluyor.
Uzun zamandır okumak istediğim SU hiç de tesadüf olamayacak kadar doğru bir zamanda geldi buldu beni. Su - Yunus - Kam ve daha nice uyumlara şükür
kitabın iyi yazılıp yazılmadığıyla senin onu sevip sevmemenin ne kadar farklı şeyler olduğunu gösteren bir kitap. iyi yazılmış çünkü o inanılmaz bunaltıcı atmosferi insana çok iyi geçiriyor. yine aynı nedenlerden dolayı da asla sevmedim, sona doğru yaklaşırken elime alıp okuyasım bile gelmedi dili sade ve akıcı olmasına rağmen. mekanı da ne kadar tasvir ederse etsin gözümde bir türlü canlandıramadım.
Meltem Soyugüzel'in Duygusal Zeka kitabı, zekâ, duygular ve duyguları anlama konularının genel tanımıyla başlıyor. Bilim insanlarının araştırmalarını ve tanımlamalarını anlatıyor. Daha sonra duygusal zekânın aile, sosyal çevre, okul ve iş hayatında nasıl bir önemi olduğunu anlatarak devam ediyor. Duygusal zekâ, insanın duygularına ne kadar hükmedebildiğini ve onları nasıl daha verimli kullanabileceğini gösterir.Duygusal zekâda ilk önce kişi kendi karmaşık duygularını anlamaktadır. Ardından ise kişi karşısındakinin duygularını anlamada ve de çok daha önemlisi bu duyguları yönlendirmektedir.Duyguları doğru tanımlama ve gösterme duygusal zekânın önemli bir parçasıdır; kendi ve başkalarının duygularını daha net ve çabuk fark edenler, duygulara yönelik tepkilerini daha uygun biçimlerde verebilirler. Çevredekilerle empati kurabilen, duygularını fark edebilen ve bu farkındalıkla kendi davranışlarını şekillendirenler ise sosyal ilişkilerde diğerleri tarafından daha samimi ve otantik olarak algılanırlar.Duygusal güçleri gerektiği gibi kullanmasını bilen, yani EQ'su yüksek insanlar, özel ve mesleki hayatlarında kolaylığı ve mutluluğu yakalayabilmiş kimselerdir. Çevresindekilerin ve kendi hislerinin farkında olmak, günlük yaşamda karşılaşılan sorunların üstesinden gelebilme potansiyelini arttırmaktadır. Bu zekâ türü, özellikleri itibariyle de modern psikolojinin son yıllarda en fazla ilgilendiği alanlardan birisi olmayı başarmış durumdadır. Tamamen bilgiye ve bilime dayalı verilerle kaleme alınan bu eseri herkesin okunmasını şiddetle tavsiye ediyorum.
'Sevgili kusurlu insan,gerçek gücü insan oluşunda, ihtiyaç ve kusuru olmayan'a duyduğun ihtiyaçta ara.Gücü,O'nun gücünde ve dolayısıyla hem insan hem güzel,hem kusurlu hem güzel olma kapasitesinde ara.İlahi tasarım herzaman kusursuzdur.Bu tasarımı bozamaz yada geliştiremezsin.Sevgili insan, kusurların var çünkü böyle yaratıldın.Böyle yaratıldın çünkü hakiki gücü ve güzelliği,kusursuz olan'a güvenip dayanarak bulabilirsin."
Kitapla alakalı okadar çok söylenecek şey var ki, isminden de belli olduğu gibi manevi anlamda tam bir "iyileştirme rehberi"diyebiliriz.Yazarın üslûbu,çok sıcak,çok anlaşılır.Okurken hiç sıkmıyor.Okadar doğru yerde ,okadar güzel örnekler vermiş ki, yüzünüze tebessüm ler yerleştiriyor ve Rabbinize şükrederken buluyorsunuz kendinizi.Kısaca böyle yazarlara, böyle kitaplara çok ihtiyacımız var.Okumanızı ve kalbinizi iyileştirmenizi diliyorum.
Düşüncelerimizin dili yoktur!
Uzun süredir bu kitabı okuyordum. Açıkçası beklediğimden daha uzun sürede bitirdim. Bunun sebebi çok fazla örneklendirme ve detaylı anlatımla birazcık sıktı beni belki başkaları için iyi olabilir. Kitabın anlatmak istedikleri ve anlattığı şeylerden bana kalanlar; Düşüncelerimizin bir dili yok (belki de bu yüzdendir bazen hislerimizi ve yahut düşüncelerimizi kolay ifade edemiyoruz). Dillerin çoğu aynı mantığa mentaliteye sahip bu yüzden dil öğrenmek çok zor bir olay değil, gramer düşündüğümüz kadar önemli değil. Dilde değişimi hiç bir zaman durduramayacağımız gayet açık. Dil bilirkişileri için gülüyorum :).
Yurtdışında yaşadığımdan beri, dil ve dilin insanla ilişkisi beni çok etkilemişti. Bunun için kitabı merakla ve heyecanla okumaya başlamıştım ama kitabın anlatmak istediklerini yayarak anlatmasından dolayı kitabın sonuna doğru artık bir görev hissiyatına dönüştü benim için sonunda bitirdim. Uzun lafın kısası eğer dile ilgiliyseniz ve İngilizce ye belli bir hakimiyetiniz varsa okuyun. Zaten bu durumlara sahipseniz okursunuz bu yazıya gerek bile yok :) ama bunlar yoksa boşuna vakit kaybetmeyin daha size uygun kitaplarda bulabilirsiniz.
