Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her insanın hatıralarında,herkese söyleyemeceği,ancak dostlarına açabileceği taraflar vardır.Hatta dostlara bile açılamayacak,insanın yalnız kendine saklayacağı sırlar da bulunur.Bunlardan başka,kendi kendimize bile açmaktan çekindiğimiz konularda vardır ki bunların sayısı şerefli bir insanın dağarcığında bile haylı kabarıktır. (Ne kadar güzel özetlemiş )
Reklam
Çağımızın hastalığını ne de güzel özetlemiş sayın Dostoyevski . İnsanoğlu sıkıntılarını hesaba katmaktan hoşlanır, ama sevinçlerini hesaba katmaz. Onları gerektiği gibi hesaba katsa, herkesin nasibinde yeterli miktarda mutluluğun olduğunu görürdü
Sayfa 117 - Kızıl Panda yayınları
Evlilikte olması gerekenleri çok güzel özetlemiş
Karıkoca birbirini seviyorsa, aralarında nelerin geçtiğini hiçkimse bilmemelidir. Aralarında nasıl bir kavga geçmiş olursa olsun, öz annelerinden bile onlara hakemlik yapmasını istememelidirler. Kendi hakemleri kendileri olmalıdır. Tanrısal bir sırdır sevgi ve ne olmuş olursa olsun, yabancı gözlerden sakınılmalıdır. Bu daha kutsal,daha güzel yapar sevgiyi. Birbirlerine daha çok saygı duyarlar, karşılıklı saygıda ise güzel çok şey vardır. Ayrıca arada bir sevgi söz konusuysa, birbirini severek evlenmişlerse neden bitsin bu sevgi?
Sayfa 113Kitabı okudu
İçinizdeki sevgi çoğaldıkça Tanrı’nın varlığına da, ruhun ölmezliğine de kanaat getirmeye başlarsınız. İnsanları sevmekle tam bir fedakarlığa varabilirseniz ve kesinlikle inanırsanız, ruhunuz artık hiçbir şüpheyle kararmaz. — Dostoyevski, insanları sevmenin nasıl büyük bir fedakarlık olduğuna değinmekle, sevgiyi başlatmanın kolay, sürdürebilmenin ise ne güç olduğunu çok güzel özetlemiş. Yalnız sevgiyi sürekli kılanların saadet içinde olacağını bilip de, kin ve haset dolu yaşamlarımıza sürekli sevgiyi dahil edemeyişimiz, en büyük beşeri kusurlarımızdan biri değil mi?
Ne kadar güzel özetlemiş.
Batılı gerçekten hesaplıdır, dostluk, yardımlaşma gibi sözler kalıplardan ibarettir. Biz de onlara özeniyoruz. Nihilistler çıkarıyoruz. Bayramlar, törenler anlamını kaybetmiştir. Aydınımız ulkesinde kendini yabancı hissediyor. (Dostoyevski'den örnekler) ülkemizi sevmiyoruz, kaçıp gitmek istiyoruz. Kötü yöneticiler, aydınlar halkla ilişki kurmasını becerebildiği halde, biz halkı sevmediğimiz için kendimizi ülkemizde istenmeyen bir misafir gibi hissediyoruz. Bu yuzden onu tanımak, onun derinliğini, ruhunu hissetmek istemiyoruz.
Sayfa 132