Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim; Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura. Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim, İtimat edeceğim şu belalı yağmura. Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim Asılmış bir adamın iki eli yağmura. Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim. Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni Ve bir şehir yaratmak, ruhundan Gülce diye. Parçalanan gemiyi ve yırtılan yelkeni Katıvermek sessizce söylenen bir türküye. Ve sonra bir köşede öldürmek ölmeyeni Ve son vermek bitmeyen, bu bitmeyen şarkıya, Bir tren ışığına, güneşe çekmek seni.
"Ben bugün bitiğim,arkadaşlar! "Murathan," diye mırıldanarak son taktiğimi devreye soktum.Bakışlarıma en melül şekli verdim."Lütfen," dedim en ponçik halimle. "Acı bana noğlar,lütfen..." Öylece baktı.Ben ise bakışlarımı ve kaşlarımı daha çok Küçük Emrah ifadesine soktum.Küçükken buna asla dayanamazdı.Ne olur, az da olsa benim hatırladığım Kepçük ol be adam.Ponçik bir yüreğin vardı senin.Ne oldu sana zalim adam? "Noğlar diyorum bak," diye devam ettim.Gözlerimi kırpıştırdım."Noğlar..." Yine ifadesizce baktı.Sonra gözlerini kapatıp kafasını yana çevirdi. "Sus," diye mırıldandı gözleri kapalıyken. Susamam,oğlum.Susarsam şerefsizim."Yemin ederim,bir daha yapmayacağım.Söz.Bak bu yaşımda noğlar diyerek rica ediyorum." Çaresizce çırpındım."İndir beni buradan,kusacağım yoksa." Ciddi manada midem bulanmaya başlamıştı.Dudaklarımı ve sesimi titrettim."Noğlar..." "Sikeyim," diye homurdandı ağzının içinde."Gerçekten başıma belasın,Gökçen." Bana bakmadan ilerleyip müthiş bir atiklikle masanın üstüne çıktı."Hem de her yaşta."
Sayfa 188
Reklam
Ülfet belâlı şey, fakat uzlet sıkıntılı, Bilmem nasıl geçirmeliyim son beş on yılı? İnsanlar anlaşıldı. Cihânın da sırrı yok, Kalsaydı terkeşimde bugün tek bir altın ok En tatlı bir hayâl için atmazdım ufkuma. Dalsın yakında gözlerim artık son uykuma! "Yalnız duyan yaşar" sözü, derler ki, doğrudur "Yalnız duyan çeker" derim, en doğru söz budur. Gördüm ve anladım yaşamak mâcerâsını, Bâkiyse rûh eğer dilemezdim bekasını. Hulyâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var? Bitsin, hayırlısıyla, bu beyhûde sonbahar! Ölmek değildir ömrümüzün en fecî işi, Müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.
Alan daraldı, daraldı, daraldı, küçücük köylere, beldelere, sıkışıp kaldı bayram. Bir avuç insanın yaşatma telaşı var bugün. Kolonyanın, baklavanın, kavurmanın, sarmanın, şekerin, kahvenin belki de son demleri. Kim yaptı bunu?
Zaman, vatanımızın, milletimizin, devletimizin bayrağımızın bekası ve selameti için dün Çanakkalemizde, sonrasında Milli Mücadelemizde olduğu gibi bugün de el ele gönül gönüle, yan yana can cana bir olmak zamanıdır.
".. fakat telaşı eksik bir yaşantı olsun: Durgun bir havuzun ılık sularına girer gibi."
Sayfa 399 - HikmetKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.