Bilirsin ki, yürüyüp gitmek , gitmek değildir.
Kalmanın, tüm bedeninle orda olmak olmadığı gibi.
En deli kahkahanı attığın o günün tüm saatlerine sirayet edip yüzünde bıraktığı tatlı tebessüm..
Ağlamak ise bazen öylesine, bazen en mutlu anında gözünde birikip dökülen yaşlardır. Ama bilirsin, kulağının arkasına iliştirdiğin düne dair ne varsa, elini göğsüne koyduğunda hissettiğinle aynı şeydir.
Varlıklar , hissettiğin zaman anlamlıdır.
Hissetmediğin şeyin varlığının, yoklukla eşdeğer olduğu gibi.
Değerli olan şeyler nadir bulunan şeylerse eğer,
Nadir oluşuyla değerlidir hayatındakiler.
Bir elin parmakları arasında gidip gelir .
Kıymeti budur.
Anlamı budur ve yükümüzü göğüsleyen şey de az oluşudur.
O yüzden sarılmak ve sohbet.
Sohbet ve kalktığın masadan ardını dönüp gittiğinde emin hissetmek.
Eminlik ve her şey..
Her daim emin beldede olduğunun rahatlığını göğüslediğin , bazı nadirlikler.
Bunu hissettiğin her yer ve bakan gözler , hayatın hediyesidir.
Teşekküre layıktır 🤍
Daha düne kadar "yaşamak" diyordum, "senin için yaşamak..." Nasıl, nasıl inanıyordum sana bilemezsin. Beni yaşama gücünün en yüksek noktasına çıkarmıştın. Yalansız bir sevgiydi verdiğin. Öyle güzeldi ki! Beni durmadan sevmeni istiyordum. Belki yine seveceksin, daha çok seveceksin.Fakat ben çıkardığın noktanın çok uzağındayım şimdi. Boşluğa bırakılmış bir cisim gibi sıfıra doğru yaklaşıyorum. Yere çarpıp parçalandığım anda; anlayacaksın verdiğin acının dayanılmazlığını. Araladığın varlıkla yokluk arasındaki o perdeden muhteşem bir son seyredeceksin. Yaşamasız ve ölümsüz bir son olacak bu!
Gitme diyemedim sana, demeyeceğim de... Beni sevmek hakkını tanıdığım ilk kadına "gitme" diyemem, anlıyor musun? Çünkü kalacağına inanıyordum, dedim ya sana inanıyordum. Ayrılığı gerektiren sebeplerin tartışması yapılamaz bence. Sevmek istemektir. İstemekse kalmaktır bir bakıma. Sevsen isterdin beni, istesen kalırdın, hiç gitmezdin. Her çaresizliğe karşı durabilirdim seninle, her şeye meydan okuyabilirdim. Sevgin gücümdü, sevgimin acın olduğu kadar. Seninle paylaşmak vardı kederleri, hazları bölüşmek vardı. Seninle yaşamak vardı kıyasıya ve sevişmek vardı doludizgin. Hepsi bir anda yok oldu görüyor musun? Kestiğin yerden kan akmayacak mı sanmıştın yoksa? Beni yapayalnız koyup gittiğin yer bir kan denizi şimdi.
"Senden" diyordum. "Seninle" diyordum. "Senin için" diyordum. Şimdi sensizim. Seninle olmamın haksızlığını öğrettin bana. Artık senin için yazamam bile.
Bana kendi idam hükmümü imzalattığın kalemi kırıyorum.
Şu melek kanadı sana yakışır
Yanındaki gülümseyen de bana
Tut elimi, kapat gözlerini
Uçalım pamuktan ülkemize
Hüzünlere veda edip, şiirlenelim
Melekler okusun, biz dinleyelim
Mısralar saçılsın maviliklere
Ümidini yitirmiş düne, dönmeyelim...