Ey oğul! Artık Beysin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize, gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize, hoş görmek sana. Çatışmalar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana. Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana. Bölmek bize, bütünlemek sana. Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelâmlısın! Amma bunları
‘’«Benim katkım» diyor Marx, «şunları ispat etmekten ibarettir: (1) sınıfların varlığı üretimin gelişmesindeki belirli tarihî evrelerle sınırlıdır; (2) sınıf mücadelesi ister istemez proletarya diktatörlüğüne götürür; (3) bu diktatörlük bütün sınıfların ilgasına, sınıfsız bir topluma geçiş dönemini tesis eder.» Bu bilgileri Marx'ın ağzından almak
Reklam
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Kahramanlar ve Millet Bazı devletler şiddetli buhranlar geçirirler ya da bütünüyle mahvolurlar. Bazı milletler ise yaşantılarını bilgece bir güzellik içinde düzenlerler. Bu örneklerin her ikisi de yalnızca devlet adamları, milletvekilleri, senatörler ve çarlar için önem taşımayıp, toplum bireylerinden her birini de ilgilendirmesi
Truva muharebelerini, zafer destanlarıyla tebcil eden serüven hikayeleriyle Yunanlılar'ı, milli hisleriyle teşçi eden, dünya edebiyatı tarihinde unutulmaz bir yer tutan İlliada ve Odysseia eserlerini yazan Homeros; kainatı tek kuvvetin idare ettiğini müdafaa ettiği için idam edilirken bile, idealine sadık kalarak metanet nümunesi gösteren idealist Sokrates; Atina'da kurduğu Acedemia'sında ölene kadar felsefe okutan, muhavereli şekilde yazdığı 56 eseriyle Yunan kültürüne büyük hizmetleri dokunan Platon; keza Atina'da açtığı lisesinde, biyoloji, tarih, politika vesair ilmi araştırmalar yapan, her meselede sorulan suallere cevap verebilecek kabiliyetiyle meşrulaşan Aristo dahi Yunan'ı ahlaksızlığından vazgeçiremedi, daha açığı o cemiyeti bir kadavra olmaktan kurtaramadı. Netice bu milllet, yalnız filozofları sayesinde akla gelebilen tarihi bir ad olarak kaldı.
''Şu ciheti de belirtmeliyim ki; ben komünist değilim. Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum, böyle öleceğim. Türk birliğinin bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Tıpkı Uhud şehidi Said ankedotu gibi Peygamberimizin arkadaşlarından Sadi, Uhud'da şehit olarak ölürken başucunda bulunanlara demiş ki: ''Gidiniz!... Peygamber'e deyiniz ki, onun şehitlere müjdelediği cennetleri görüyorum ve şimdi oraya girmek üzere bulunuyorum"!'' Said Müslümanlığa bu kadar inanmıştı. Ben de Türk birliğine bundan fazla inanıyorum. Onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni bölümlerini Türk birliğiyle açacaktır. Dünya, sükûnunu bu bölümler içinde bulacaktır. Kâşgarlı Mahmud'un ''Divan-ı Lügat'it Türk''ünde dediği gibi: ''Tanrı; Türkü, insanlık, şerirlerden, şakilerden kurtulsun diye yarattı''
1600'de haritası olmayan ya da eksik bulunan yerler olarak sadece Avustralya, Yeni Zelanda ve Kuzey Pasifik kalmıştı. En önemlikeşiflerin çoğu, kısa bir zaman dilimi içinde yapılmıştı. Columbus'un 1492'de Atlantik'i ilk geçişini izleyen 30 yıl içinde Portekizliler Ümit Burnu'nu dönmüş; Çin'e ve Japonya'ya kadar ilerlemişlerdi. 1521'de Pasifik geçilmiş ve dünya ilk kez denizden dolaşılmıştı.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.