Huxley' in bu kitabı 1932' de yazdığına inanamıyorum. Şimdiye kadar okuduğum en iyi distopyalardan biri. Şuan ki dünyamız ile neredeyse birebir yazarın kafasındaki dünya. Kapitalizmin toplum üzerinde üstü kapalı bir biçimde yarattığı fakat yadsınamaz kast sistemi, bugünümüzün dünyasında eğitim sistemlerindeki düşünmemeye, araştırmamaya ve olanı irdelemeden olduğu gibi kabul etme eğilimi... Tüm bunları kitapta görebiliyorsunuz. Ve elbette Soma' ya değinmeden bu yazıyı bitirmek istemiyorum. Soma yı günümüzün uyuşturucuyu olarak düşünmeyin sakın. Soma, bir televizyon kanalı, yanlı bir gazete, bir anda bu dünyadan soyutlanmanızı sağlayan etmendir, bütünün bir parçasıdır. Popüler kültürün yok ettiği, edebiyata ve sanata, bu kitapla biraz daha bağlanmanız dileğiyle.
Charles Bukowski 'nin eski sevgilisine yazmış olduğu notu geldi:
"Biliyor musun Linda, hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve hiç kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir. Şüphesiz şu hayatta verdiğim en doğru karar, kendini vazgeçilmez sanan bir aptaldan uzaklaşmak oldu."
Bu