Ethica'da, Teolojik ve Politik İnceleme'de ya da bir başka Spinoza kitaplarında gördüğümüz; soğuk, yalın felsefe üzerine kurulu anlatıların hiçbirini burada görmek mümkün değil. Buradaki Spinoza, duyguları olan Spinoza ve Spinoza, duygulatını bize doğrudan aktarıyor. Bir insan olarak Spinoza'yı okuduğumuzda onun gerçekten de insani
Nuh Suresi, 21 - 23. Ayetler:
"Nûh, 'Rabbim, dedi, doğrusu bunlar beni dinlemediler, malı ve çocuğu kendi ziyanını arttırmaktan başka bir şeye yaramayan kimseye uydular."
"Onlar çok büyük tuzaklar kurdular."
"Dediler ki: 'Sakın ilâhlarınızı bırakmayın; hele Vedd'en, Suvâ'dan, Yeğus'tan,
Dişil dinlerin bastırılmasıyla Kâse soylarının kadim öğretileri mit, hikâye ve sembollerde kodlandı, sanat ve mimaride kurnazca gizlendi ve Eski Yolların yerini alan dinlerin katedrallerine oyuldu. dünyanın tekrar Kâse Kalesi'ne girmeye hazır olduğu zaman.
Popüler Kâse efsaneleri, Galce mistik bir kazan bilgisinden ortaya çıktı ve
"Savaş dendiğinde insanlar zafer ve ihtişamı düşünür. Halbuki savaş kandır, pisliktir. Savaş, soğuktan donduğu için kesilen ayaklar, sıcaktan çürüdüğü için kokan cesetler, susuzluktan içilen çamurlu sulardır. Barbarlık ve gaddarlıktan kaç, bilgi ve zekâyı yüce bil.
"Hayat bir sermayedir, bunun kârı iyiliktir. Yürüyen ve nefes alan her şey bir gün ölür. Dünyaya nice cengaverler geldi, nice hükümdarlar geldi. Hepsi de bir gün göçüp gitti. Geriye kalan ise addır.
Herkese Selaammmm
İlk kitap Zifirden sonra yaklaşık beş yıllık bir zaman diliminde serinin ikinci kitabı Fecir'i okumanın vermiş olduğu buruk bir sevinç içerisindeyim. Çünkü ilk kitabı bir günde nasıl okuduğumu ben biliyorum O günü hâlâ anımsıyorum. Yataktan çıkmadan, kitabı elimden düşürmeden, kimseyle çok iletişim halinde olmadan sayfalar
TBMM Kürsüsünden Atsız'a Hücum: 1962 Mart'ında CHP milletvekili Osman Sabri Adal'ın TBMM kürsüsünden Atsız'a hücum etmesi bazı gazetelerde yer aldığı gibi Millî Yol'da da genişçe yer alır. Konu Tedbirler Kanunu'dur. Başbakan İsmet İnönü ile meclisteki partilerin genel başkanları Adalet ve Anayasa Komisyonu'na bir
Yazarı Son seferad ve Dünyanın ilk günü eserleriyle tanımıştım fakat bu eserinde beklentimi karşılamadı. Aşırı destansı bir kurgu olmuş diğer iki eseri yazan kişinin hayal gücünü bu eserde göremedim.
Ama yaşadıklarımı düşününce artık kendi çevreme de yabancı olduğuma dair inancım artıyor.
Artık daha iyi anlıyorum, aidiyet toprakta değil, insanın içinde. Değişen; topraklar, renkler ve binalar değil, insanın kendisi.
Politik sebeplerle insanın dininden taviz vermesi kabul edilebilir bir şey değildi! İnsanlar inançlarında bütün etkilerden bağımsız, samimi olmalıydılar.
Kitap, çok uzun bir önsöz ile başlıyor. Victor Hugo bu önsözde idam cezası ile ilgili düşüncelerinden bahsediyor. Hatta bir yerde halkın, yoksulluk içinde yaşayan, bahtsız insanlar idam edileceği zaman buna ses çıkarmayıp da 4 bakan idam edileceği zaman buna tepki göstermelerini eleştiriyor. Buyurun, işte o kısım:
“Arzulanan bu ilgayı
“Sistem bir şekildir, maddedir, önemli olan onu dolduran ruhtur, manadır, anlayıştır. Aristokrasi oligarşiye, demokrasi demagojiye, krallık zorbalığa rahatlıkla dönüşebilir.”
“Hekim, İskender’e dünyada şu üç şeyi uygularsa ölümden başka hiçbir hastalığın kendisine yaklaşamayacağını söylemiş. Az uyuyacak, az yiyecek ve güneş doğmadan kalkacak.”
“Aynı efendimizin (sav) yaptığı gibi mi?”
“Evet. Şeyhim bu yüzden her zaman, insan güneşi üzerine doğurmamalı, der…”