İnsan üç beş katlı bir binadan yere bakarken başdönmesi hissine kapılıyor da,yere yatmış bir duvar gibi düpedüz bir zemin üzerinde ufka bakarken niçin aynı hissi duymuyor? Eğer mesele düşme korkusundan ibaretse,Arz cazibesi diye izah ettikleri düşmeyi, cazibenin bir ân ufkîleştiğini hayâl ettiler mi,ufka doğru bir uçuş şeklinde de kabûl edebilirler... Ufka doğru düşmek; korkunç hayâl!...
Bazı insanların samimiyetine inanmak tuzağa düşmek gibi. Devamında mutlaka pişmanlık var..
Reklam
Bugün pazar Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün Bu kadar benden uzak bu kadar geniş Bu kadar mavi olduğuna şaşarak Kımıldamadan durdum Sonra saygıyla toprağa oturdum Dayadım sırtımı duvara Bu anda ne düşmek dalgalara Bu anda ne kavga ne hürriyet Bu anda ne düşmek dalgalara Bu anda ne hürriyet ne karım Toprak, güneş ve ben Bahtiyarım.”
Kendisine güzel bir şarap ikram edildiğinde kabul etmez, yokluğunda derde düşmek istemezmiş.
"Düşmek istemiyordum. Kimseyi çok sevmek istemiyordum."
"Hayır, hayır. Korkuyordum. Belki alışmaktan. Alışmak zaaf demektir. Zaaflarınızın olması, kolay düşmek anlamına gelir. İnsanlar her zaman zaaflarınızdan vurur. Ben vurulmak istemiyordum. Belki de sevilmemekten. Ama bana göre sevilmemekten daha kötü bir şey varsa o da önce çok sevilip sonra terk edilmekti. Sevilmeye alışırsınız, birinin yanınızda olmasına. Bir gün o kişi gider. Güvenmek sırt dayamak demektir. Kişi gittiği an düşersiniz. Düşmek istemiyordum. Kimseyi çok sevmek istemiyordum."
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.