Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim.
Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
'' Yapamıyorum!''
'' Gece başımı yastığa koyduğumda sen, sabah gözlerimi açtığımda sen, gün arası baktığım her yerde yine sen varsın! seni ne düşüncelerimden çıkarabiliyorum ne yüreğimden! şu halime bak, çıldırma noktasına geldim!''
Bazen gitmek istiyorum ama gitmek istediğim şey mekan değil,
Kendimden gitmek istiyorum ben.
Düşüncelerimden kaçmak istiyorum, kendimden gidip dinlenmek istiyorum. Ben yoruldum kendimden.
Bugün de yağmur yağmadı. Düşüncelerimiz içine hapsolduğu zihnin derin karmaşasından senfonik bir çığırtkanlıkla dışarı çıkma arzusunu dile getiremedi. Oysa ne güzel olurdu dimi, göklerden süzülerek salına salına inerken kiminin kuru tenine bir öpücük, kiminin gözlerine şenlik duygusu katardı. Onunla ıslanmakta en az onu izlemek kadar güzeldir. O ıslaklık duygusu o anlık mutluluk ve yağmurun sesi insanın psikolojisini en kuvvetli antidepresandan bile daha teselli edici bir etkiye sahiptir. Bugün de yağmadı ama olsun bence daha fazla dayanamayacak. O serinletici etkisiyle yağarken içimizi ısıtıp sıcacık hayallere boğacak bizi.
Dmt
Donuk bir resim karesi insan hayatının bütünselliğini göstermez.
En çok kapıldığımız yanılgılardan birisi de profil resimlerinin şatafatlığına kanarak karşımızdaki insanın hayatının kusursuz olduğu yanılgısına kapılarak kendi hayatımızı bir resimle mahvetmemiz.