Duygu Tarakçı
@duygutarakc
Ben Duygu, bir yandan iş hayatına alışmaya çalışan bir yandan da hayatının diğer alanlarında denge kurmaya çalışırken okuduklarımı ve fikirlerimi paylaşmak için buradayım!
Stajyer Avukat
Hukuk fakültesi
Denizli
Antalya
21 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
“Bunun ne korkunç bir şey olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bir grup insan halkın üzerindeki öldürücü egemenliğini sürdürebilmek için halka işkence ediyor, önüne geleni eziyor, boğazlıyor. Vahşet büyüyor, acımasızlık yaşamın yasası oluyor. Düşünsenize. Yasaları tanımadıkları için vahşileşiyorlar bunlar, insanları ezmekten zevk almak tutkusuna kaptırıyorlar kendilerini, kölelere verilen duygu ve hayvanca alışkanlıklarını anlatma özgürlüğü karşısında kapıldıkları o iğrenç tutkuyla hareket ediyorlar. Bazen intikam duygusuyla zehirlenmişlerdir, ezilmekten aptallaşmış başkaları ise kör, sağır olmuşlardır. Böylece ahlaksızlaştırıyorlar, bütün halkı.”
~Yıllar önce yazılmış bu satırların, günümüz toplumunu böylesine çarpıcı özetlemesi, durup düşünmeye yol açmaktan öteye bir değişime de sebep olabilir mi?~
Efendiler, yani zenginler köylülerin toprağı onlar için kanlarıyla suladığının farkındalar elbette. Eninde sonunda toprağı onlarla paylaşacaklarını, öyle ki, artık toprak ağalarının da işçilerin de olmayacağını çok iyi biliyorlar. Başka nasıl olur? Bunun için savaşılmayacaksa başka ne için savaşılır
Okur Takip Önerileri
‘Suçum neydi ki itiraf edeyim?’ dedi. ‘Kimseyi öldürmedim, kimsenin bir şeyini çalmadım, insanların birbirlerini soymak, öldürmek zorunda oldukları bu düzene karşıyım yalnızca, o kadar.’
Sayfa 379Kitabı okudu
Duygu Tarakçı tekrar paylaştı.
Fabrikalar insanlar geliştikçe gelişir ve çoğalır ama insanlar çalıştıkça ölürler.
''(....) Fransızlar çok güzel bir isim bulmuş onlara; Burjuva diyorlar. Burjuva sözcüğünü unutmayın anacağım. Bizleri kemiren onlardır, kemirirler, kanımızı emerler.''
Sayfa 146Kitabı okudu
''Yoldaşlar. Yeryüzünde değişik halkların yaşadığını söylüyorlar; Yahudiler, Almanlar, İngilizler, Tatarlar. Ama ben inanmıyorum buna. Yalnızca iki halk vardır yeryüzünde: Birbirleriyle asla anlaşamayan, barışamayan zenginler ve gariban yoksullar. İnsanların giyim kuşamları, dilleri değişik; ama gidin zengin Fransızların, Almanların, İngilizlerin işçilere nasıl davrandıklarına bakın. İşçi sınıfı için birer haydut, kan emici, gırtlağa takılan kemiktir onlar.''
Sayfa 187Kitabı okudu
Mariana o yaşta bile belli belirsiz anlamıştı ki çekici olmanın insanın iç dünyasıyla, içten gelen ve kendinde olmayan bir özgüvenle ilgisi vardı.
Sayfa 31Kitabı okudu
Ne gelirse gelsin başıma;
Yastayken bile hissederim;
Sevip kaybetmeyi yeğlerim
Asla sevmemeye kıyasla…
Sayfa 88Kitabı okudu
Yorgunum günlerden ve saatlerden,
Kısır çiçeklerin üflenmiş tohumlarından,
Tutkulardan ve hayallerden ve güçlerden
Ve uyku dışında her şeyden
Algernon Charles Swinburne, “Proserpine Bahçesi”, 1866
Sayfa 301Kitabı okudu
