Oğuz Atay ‘ın da dediği gibi;
“Provası yok hayatın.
Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Her şeyin zamanı, yaşadığın o andır. Mutlu olmayı ertelemeyin. Çünkü canınız istediği zaman ölmeyeceksiniz..."
Ey, benim iyimser hallerim,
Çabuk aldanışlarım,
Hep inanışlarım,
Alttan alışlarım,
Hatayı hep kendimde buluşlarım,
Değmeyecekleri kafama takışlarım,
Yoktan yere, akıp giden gözyaşlarım,
Hepinize Elveda.....
Artık ben kimsenin,
Hiç kimsesi olmayacağım!
Şimdi açsam pencereyi beklesem
Sen gelsen
Olmaz ya hani geliversen
Hiç bir şey sormasan
Hiç bir şey söylemesen
Sussam
Sussan
Sussak.
Susuşların anlattığını dinlesek
Sırt sırta otursak
Katılasıya ağlasak
Sormasak birbirimize sebebini
Sarılsam
Sarılsan
Sarılsak.
Ve yine hiç bir şey konuşmasak
Ama anlasak
Ne vardı sahi
Olmaz ya
Hayal ya
Hani diyorum olsa ne vardı.
Biz mi bayramları eskittik yoksa bayramlar mı zamana ve bize yenik düştü bilinmez ama, her geçen sene önceki tadı arar olduğumuz aşikâr..
Sevdiklerimizle bir arada mutlu bayramlarımız olsun..
‘’Yalnız,
Gönlümde bir acı var, adını bulamadım;
Kırık gibi kanadım!
Bir şey mi kaybettim, ne? Ellerim bomboş gibi...
Bir yakuttan kadeh ki varlık çatlamış gibi...
Ses mi, çiçek mi desem;
Işık mı, renk mi desem;
Sanki, geçtiğim yolda bir şey unuttum!... ‘’
⠀⠀Uzak nedir?
⠀⠀Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
⠀⠀gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
⠀⠀Başım açık, saçlarımı ikiye
⠀⠀ortadan ayırdım
⠀ kimin ülkesinden geçsem
⠀⠀şakaklarımda dövmeler beni ele verecek
⠀⠀cesur ve onurlu diyecekler
⠀⠀halbuki suskun ve kederliyim
…
⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀