“Hakikaten insanlar hayat şartları ne olursa olsun ölüm karşısında müşterek bir ıztırap içindedirler. Bütün hayat yollarının döne dolaşa ölüm ufuklarında kayboluşu, gönülleri derinden derine sızlatmakta.”
Biz âciz kullarını yoktan var eden, mahlûkat içerisinde "ahsen-i takvîm" üzere ve en şerefli bir mevkîde "insan" olarak yaratan, gönderdiği kitap ve peygamberlerle bizleri hidâyet yoluna istikâmetlendirme lûtfunda bulunan Allah Teâlâ'ya sonsuz hamd ü senâlar olsun!
Sayfa 7 - Altınoluk
Reklam
Kâinat Kitabını Okuyabilmek
Kâinât kitabının hikmet dolu sayfalarını okuya okuya yolculuk yapanlar, hem yol alırlar, hem de bilgi ve irfan pınarlarından kana kana içerek özlerini doyururlar. Gittikçe artan mânevî bir zevkle hikmet tecellilerine dalar ve hayret vadisinde "Sübhânallâh" diye diye vecd içinde yolculuğun tadına varırlar. Uyuyanlar ise ancak rüya görebilirler. Ölümle uyanınca da artık iş işten geçmiş olur ve boşa geçen bir ömrün eyvahları içinde acı bir gönül yarasıyla ebediyen kıvranırlar.
Sayfa 77 - Erkam Yayınları, Genç Kitaplığı, 1. Basım: Şubat 2010Kitabı okudu
Zira hayat beşik ve tabut arasındaki mesafeye sığmayacak kadar ulvî bir hakikâttir.
Ve yoksulsun sen: bahar yağmuru gibi, kentin damlarına kutlu düşen, ve bir dilek gibi, hükümlülerin besledikleri bir hücre içinde, dünyasız ebediyen. Ve hastalar, uzanınca başka türlü kendilerini mutlu bilen; çiçekler gibi ray arasında öyle zavallı yoksul yolculuğun serseri rüzgarında; ve kapanıp ağlanılan avuç içi gibi, öyle yoksul...
Her şey hareket halinde, yükseliyor ve geri dönüyor. Bitkiler çiçeklenir, ama sırf köklere dönmek için. Köklere dönmek, dinginlik aramak gibidir. Dinginlik aramak kadere doğru yol almak gibidir. Kadere ilerlemek ebediyet gibidir. Ebediyeti bilmek aydınlanmadır ve ebediyeti tanımamak kargaşa ve kötülük getirir. Ebediyeti bilmek kişiyi anlayışlı kılar; anlayış kişiyi açık fikirli kılar; tasavvur genişliği soyluluk getirir; soyluluk cennet gibidir.
Reklam
285 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.