İlk özerklik denemelerini yaptığı dönemde çocuğun kendini her şeye kadir hissetme duygusuna infantil omnipotens (çocuksu tümgüçlülük) denir. Bu dönem asgari bir hasarla atlatılamazsa, çocuğun infantil omnipotens'ini yaşama isteği bilinçaltına bastı- rılır, yetişkinliğe ulaştığında uygun zemini bulana dek. Bu zemin en çok ebeveyn konumuna geldiğinde bulunur. Bunun yanı sıra servet, şöhret, patron ya da yönetici olmak, siyasi iktidarda bu- lunmak gibi güç sahibi olunan pek çok durumda da ortaya çıka- bilir. Farklı görüşlere aşırı tahammülsüzlük, olaylar istediği yön- de gelişmediğinde yaşanan öfke nöbetleri, sürekli olarak istekle- rinin karşılanmasını bekleme, etrafındakilere aşağılayıcı davra- nışlarda bulunma, herkesten daha zeki ya da akıllı olduğuna inan- ma gibi durumlara başka örnekler de eklenebilir. Daha önce sö- zünü ettiğim, kendisi gibi düşünmeyen kişileri cezalandırma eği- limleri de bu tablonun içinde yer alır. Bu insanları yüceltmeyip, onlara körü körüne inanmadığımız ya da onların onayına ihtiyaç duymadığımızda, her şeye kadir şişik görüntülerinin gerisindeki ürkek çocuğu görmemiz mümkün olabilir. Zaman zaman müsa- merede büyük rolü oynamaya çıkmış çocukları çağrıştıran halle- rini de. Yakın tarihimizde örneklerine zaman zaman tanık oldu- ğumuz hallerden söz ediyorum, tabii dikkatle bakabilmişsek. Ay- rıca, bu konuda önce kendimize bakıp, başkalarını daha sonra de- ğerlendirmek gerçekçi olabilir. Tabii kendimize bakabilme yüre- ğine sahip isek
Birçok normal ebeveyn sürekli ağlayan bir bebekle karşılaştıklarında geçici bir düş kırıklığı yaşamıştır ancak hissedebilecekleri her tür öfke, genellikle bebeğin sıkıntı yaşadığı endişesiyle ortadan kalkar. Kendi çocukluklarındaki yoksunluk nedeniyle, alışkanlığa bağlı faydasız hisseden ebeveynler, bebeğin ağlamasına kendi yetersizliklerinin bir başka kanıtı gözüyle bakabilir ve bunun sonucunda şiddetle karşılık verebilir. Bazı ebeveynler kendi çocukluklarında göremedikleri sevgiyi çocuklarından bekler, çocuk sürekli sevgi dolu ve duyarlı davranmayarak onların bu ihtiyacını karşılayamadığında gücenirler. Diğerleri anında itaat ister ve çocuk emirlerine uymadığında kendi haysiyetlerinin tehdit altında olduğunu hissederler. Küçük çocuklara yapılan saldırıların çoğunun faili sarhoş babalar ve üvey babalardır. Bazıları kendileri daha çocuk sayılabilecek ebeveynleri veya üvey ebeveynleri tarafından bu tür muamelelere maruz kalır.
Bugün pek çok ebeveyn, büyük dede ve ninelerinin zamanında onlara yardımcı olan, güçlü destek sisteminden yoksundurlar: büyük, destekleyici aileler; yakın komşular ve köşe başında çocuk bakıcılığı yapmak için hevesle bekleyen genç kızlar.
Babalar çocuklarıyla biraz daha büyüdüklerinde ilgilenirler,meraklı olduklarında,sorular sormaya başladıklarında.
Bu anı boş yere bekledim.Sadece bir soru vardı sorulan: "Nereye gidiyoruz baba?"
Çocuk yapmak için önce kendin olmalısın. Yoksa hayvani ihtiyaçlardan ötürü, yalnızlıktan ya da kendindeki delikleri yamamak için çocuk istersin. Senin bir ebeveyn olarak olarak görevin kendinden bir tane daha üretmek değil, daha yükseğini yaratmak.
birçoğumuz ebeveynlerimizin bize yaptığı bir şeyin hayatımızı mahvettiği düşüncesine saplanıp kalmışızdır. ebeveynler ebeveyn olma yolunda ilerlerken istemeden çocuklarına acı çektirirler. bu kaçınılmazdır. problem ebeveynlerimizin bize yaptıkları değil, bizim hala bu olanları nasıl algıladığımızdır.