Sahip olduğum mesleğe aşık biriyim. Ve bunu son nefesini sınıfında vermeye razı olan öğretmenimden aldım. 10 yaşında buyana soluksuz bir şekilde kitap okuyorum. Dünya klasiklerinin bir çoğunu 15 yaşını doldurmadan önce okumuştum hatta içmiştim diyebilirim. Gerek öğretmenime, gerek tüm hayatım olan kitaplara gerekse yaptığım yorumlardan
Necip Fazıl Kısakürek vapurla Kadıköy'e giderken yanına biri yaklaşıp; "Üstad Peygamberlere neden gerek duyuldu biz yolumuzu bulabilirdik." demiş. Bunun üzerine Necip Fazıl başını okuduğu kitaptan kaldırmadan; "Ne diye vapura bindin ki yüzerek karşıya geçebilirdin. " demiş...
Çocuk Kitapları Üzerine - Edebiyat Haber Portalı edebiyathaberleri.com/kose-yazisi/37/...
Can Yücel'in, yıllar önce ODTÜ'de yaptığı bir konuşma.
Üç bin kişilik mimarlık amfisi
tıklık tıklım dolu, hatta onu dinlemek için ayakta kalan onlarca kişi
var...
Can yücel konuşmaya şöyle başlar:
- Biz hiç bi bok olamadık!
Salondakiler bir anda neye uğradıklarını şaşırırlar. Derin bir sessizlik kaplar ortalığı...
Salona gelmeden önce 3 bira ve yarım votka içmesine rağmen muhteşem bir konuşma yapar. Hiç şüphesiz bol küfürlü bir konuşma...
Söyleşinin soru-cevap kısmında ön sıralarda oturan hanım hanımcık bir kız öğrenci parmak kaldırıp can yücel'e şöyle sorar:
- Can bey, bizler şiirlerinizi ve düşüncelerinizi çok beğeniyoruz, size
büyük bir saygı duyuyoruz ama konuşmalarınızda çok fazla küfüre ve
argoya yer veriyorsunuz, küfürlü konuşmasanız olmaz mı?
Can Yücel, önce susar, sonra yavaşça doğrulur, o kocaman ellerini kürsünün üzerine koyup:
- Küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur. Küfür, işçi
sınıfının ağzında bir çiçektir! deyince salonda müthiş bir alkış
kopar.
Sonra tamamen ayağa kalkıp şöyle bitirir konuşmasını:
- Arkadaşlar bugün de çok kafa s*ktik!...
Değerli edebiyat öğretmenimin sözleri üzerine iki kitabı beraber yürütüyorum. Zihni geliştirdiğini söylemişti. Sizcede öyle mi ?
Ali Şeriati: Kürt medeniyetinden, Yunan ve çağdaş Amerikan medeniyetine...
Araştırmacı Remzî Pêşeng'in Ali Şeriati konulu makalesi...
Ali Şeriati’nin “İslam Bilim” ve Medeniyetler Tarihi adlı derslerinin “ Orijinal” çevirisi - 1
…Buna göre, Beynen Nehreyn’den Kürt adasından Yunanistan’a yansıyan Zeus isimli Tanrı, kültür ve medeniyetin
Yazının Yükü: Nuri Pakdil'in Edebiyat Dergisi Üzerine Bir İnceleme - Edebiyat Haber Portalı edebiyathaberleri.com/haber/1393/yazi...
Sezai Karakoç ve Cemal Süreya üniversitede aynı sınıftalardır. İkisi de Muazzez adında bir kıza aşıktır. Bir gün Muazzez üzerinden iddiaya girerler. Eğer Sezai kazanırsa Cemal soyadındaki y harfinin birini sildirecektir, Cemal kazanırsa Sezai soyadından bir harfi sildirecektir. Cemal başlar Muazzez'in peşinde dolanmaya. Ama ne yaparsa yapsın Muazzez onu asla kabul etmemiştir. Bunun üzerine Cemal, soyadındaki bir y harfini sildirerek Cemal Süreya olur. Sezai ise bir türlü Muazzez'e aşkını itiraf edememiştir. Ve bu aşkını satırlara döküp bir şiir yazar. Şiiri bilen öğretmeni, mezuniyette okuması için ikna eder. Fakat Muazzez o heyecanlı günde kolunda bir adamla çıkagelir. Ve o adamın onun nişanlısı olduğu bilgisi kısa sürede yayılır. Sezai ne yapacağını bilemez. Mona Rosa adlı Muazzez'e yazdığı şiirini okumaya başlar ve bitirir bitirmez sahneyi terkeder. Bütün gözler Muazzez'e yönelmiştir bu sırada. Muazzez, Sezai'nin peşinden gider. Onu sevdiğini ve eğer o kabul ederse nişanlısını bırakabileceğini söyler. Fakat Muazzez ne kadar ısrar etse de Sezai bunu kabul etmez. Ve hayatı boyunca asla evlenmez.
Necip Tosun'dan Roman-Öykü Üzerine Kitap Önerileri - Edebiyat Haber Portalı edebiyathaberleri.com/haber/1610/neci...