Aileler, evladlarını hakikaten sevmiş, sahiplenmiş olsalardı en önce onların kalbi ihtiyaçlarını önemserler, onlara hayatlarının en mühim tercihini yaparken sadece rehber olurlardı. Onların yerine tercih yapmazlar, sanki mal alım satımı gibi tek bir kritere göre evlatlarını teslim etmezlerdi. Bugün şahit oluyoruz ki, kendi kalbinin ihtiyacına göre istediğini seçmeyen ve sadece maddiyat üzerine te'sis edilen birliktelikler yuva olmaktan uzak ve pek çoğu bitmektedir. Ne zaman ki kalp, karakter maddiyatın önüne geçip, maddiyat kafi seviyede talep edildiği vakit, insanlar yuva sahip olup mesud ve bahtiyar olabileceklerdir
Mal mülk sahibi olmak isteyen ona vasıl olur, yuva olmaktan mahrum kalır. Lakin bir gönüle, karaktere, tamamlanışa talip olan ise mesud ve bahtiyar olur. Çünkü insan insanın sevgi ve alakasına muhtaçtır dedi sevmeyi bilen bir gönül sahibi.