Bunun üzerine babaları Yakup, çocuklarının düşünmediğini düşündürecek, akıllarında olmayanı akıllarına getirecek, istemeden onlara yol gösterecek olan korkusunu dile getirdi: "Siz farkında olmadan onu vahşi bir kurdun yemesinden korkuyorum."
Irk üzerine müstenit bir Türk siyasi milliyeti husule getirmek fikri pek yenidir. Gerek şimdiye kadar Osmanlı devletinde gerekse gelip geçen diğer Türk devletlerinin hiç birisinde bu fikrin mevcut olduğunu zannetmiyorum.
İnsanlar her şeyi ilerideki yaşlılık üzerine kurarlar. Düzelmezlerle kuşatılmış bu yaşlılığa kendilerini savunmasız bırakan başıboşluğu vermek isterler. Küçük bir köşke çekilmek için ırgatbaşı olmak isterler. Ama bir kez yaşlılığa gömüldüler mi anlarlar bunun yanlış olduğunu. Korunmak için başka insanlara gereksinimleri vardır.
"Ahlak üzerine vaazlar veriliyor," dedim, "ama neşesizlik üzerine vaaz verildiğini asla duymadım." İhtiyar " Bunu şehir papazları yapsın," dedi, "köylüler neşesine hiç kaybetmez."
Körlük, nankörlüktür. Bu dünyada marifet nefsi silmek değil, belki nefsi bilmektir. Bu yol, ilim irfan ve insan sevgisi üzerine kurulmuştur. Nefes, nefisi arıtır.”