Bizim evin yakınındaki kütüphanenin raflarında gezintiye çıkmışken fark ettim bu kitabı. Sanki bana göz kırptı ve ışığını saçtı. Elime aldığımla bitirmem bir oldu nerdeyse. Bir öyle bir böyle okudum. Bir gülerek bir ağlayarak... Derda ve Derdâ'nın hikayeleri, başta gerçek olamayacak kadar acımasız insanların olduğunu düşünmeme sebep oldu. Sonra düşündüm dedim ki çok gerçekçi. Hatta o kadar gerçekçi ki böyle hikayeleri aslında sürekli duyuyoruz. Tecavüz olayları, hapis olayları... İlk önce noluyor diye kaldığım kitabın sonu o kadar muhteşem hazırlanmıştı ki Hakan Günday'a sonsuz bir saygı duyuyorum. A ile Z'nin arasındaki bu karanlık iki hikayenin, efsane bir şekilde birleşmesi kadar gerçek aslında hayat. Derda ve Derdâ'nın, A ile Z 'nin arasındaki sonsuz acısı, hüznü ve sonundaki mutluluğu benim için okunmaya değerdi. Bu kitabı gerçekten çok severek okudum ve çok severek de anlatmaya devam edeceğim. Derda ve Derdâ için; A ile Z arasındaki sonsuzluk için...