Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dila

Dila
@ekinkargasi
“i live in two worlds. one is a world of books.”
“senin burada ne işin var tatlım?” dedi. “hayatın ne kadar kötüleşebileceğini bilecek yaşta değilsin.” “hiç on üç yaşında bir kız olmadığınız anlaşılıyor doktor,” dedi.
Reklam
zaten yoksul insanlar her türlü havada geberip gidiyorlardı!
ah, sıskacık, tüy kadar hafif bu çocuğun cesedi ne kadar da sefildi! karda ölmüş bir serçeyi şiltenin üstüne yatırsalar bu kadar az yer kaplamazdı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“sydney, bana bak.” victor ellerini arabaya dayayıp eğildi. “kimse sana zarar vermeyecek. neden biliyor musun?” sydney kafasını hayır anlamında salladı ve victor gülümsedi. “çünkü onlara önce ben zarar vereceğim.”
doğuştan bir zorbaysanız, bunun cazibesi güçlüdür, anlıyorum ama hiçbir asil kişi zayıf olana zulmetmekten haz duymaz; aksine el üstünde tutar ve korur.
Reklam
“sen kimsin?” adamın bu soruya da verecek bir cevabı var. “ben willem ragnarsson.” diyor. “ve yanından hiç ayrılmayacağım.”
oysa şimdi, kendi isteğiyle bir odanın içine uçmuş bir böcek gibiyim. duvarlara çarpıyorum, pencerelere vuruyorum, tavanı zorluyorum, bu dünyada yapılabilecek ne varsa hepsini yapıyor, sadece yeniden uçup gitmeyi beceremiyorum. ve hep o pervane ya da kelebek ya da her neyse onun gibi düşünüyorum: ‘hayat ne kadar kısa!’
“Demek istediği… Su, ayna gibidir. Yüzümüzü bize geri yansıtır. Ve hayatlarımız; tuttuğumuz yol, yaptığımız şeyler de, kalbimizden geçenleri yansıtırlar.”
Sayfa 176Kitabı okudu
“Ölümle biten bir kitabı nasıl sevebilirsin?” “Ölümle bitmiyot. Âşıklar ölüyor, evet ama krallıklar düşmanlıkların üstesinden gelecek bir ittifak kuruyor. Umutla bitiyor.” İkna olmamış bir şekilde kaşlarımı çattım. “Ölümün umutlu bir yanı yok. Ölüm ölümdür.”
Sayfa 179Kitabı okudu
“Eğer bu kadın benim karım olacaksa,” dedi sert bir şekilde yutkunarak, “ona bir daha dokunmayacaksınız.”
Reklam
Loki’yle ilgili mesele de bu zaten. Ona en minettar olduğunuz zamanlarda bile ondan hoşlanmazdınız, ondan en çok nefret ettiğinizde dahi ona minettar kalırdınız.
Bu kitaptaki öyküleri okuyun, ardından sahiplenin ve karanlık, ayazlı bir kış akşamında ya da güneşin batmayacağı bir yaz gecesinde Thor’un çekici çalındığında neler olduğunu veya Odin’in, tanrıların bal şarabını nasıl geri aldığını arkadaşlarınıza anlatın.
“onu bu halde, her zamanki inatçı ve tehlikeli enerjisinden yoksun bir halde görmek nikolai’ı şu ana kadar karşılaştıkları tüm tuhaf manzaralardan daha fazla rahatsız ediyordu. nesi vardı onun? o büyüteç onun için bu kadar mı önem taşıyordu? o olmadan da güçlüydü zoya aslında. iki eli arkadan bağlansa ve her birine birer çuval kurşundan bilyeler bağlansa da, yine de güçlü olurdu o.”
“Tamar korkuların yabani otlar gibi olduğunu söyler. İlgilenmezsen iyice çığırından çıkarlar, der.”
“Sen neden beni hiç sabahları tatlı tatlı öpmüyorsun, Zoya?” “Ben hiçbir şeyi tatlı tatlı yapmam, Ekselansları.”
57 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.