Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hacerül Esved
Aslında Hacer-i Esved/ Kabe’deki siyah taş, cennet yakutlarından bir yakuttur. Allah, kıyamet gününde bunu iki gözü ve dili olduğu halde konuşur vaziyette huzura getirir. Böylece Hacer-i Esved, kendisini hak ve doğrulukla istikam eden/ öpen veya uzaktan el hareketiyle selamlayanlara tanıklıkta bulunacaktır.
el-Bezzar, İbn Ömer'den şöyle aktarır: Hz. Peygamber şöyle demiştir: 'Eller yedi yerde kaldırılır. Namazın başlangıç tekbiri, Eve yönelirken, Safa'da, Merve'de, iki duruş yerinde ve Hacer-i esved'in yanında.' Bütün bu yerlerde elleri kaldırmak, ellerle ilişkilendirilen mülkiyet ve sahiplik iddiasından uzaklaşmak amacı taşır. Bu nedenle kul, boş ve hiçbir şey içermeyen bir halde ellerini kaldırır. Kula göre, bütün mülk Allah'ındır. Bütün bu yerler, istek yerleridir. İstek ve dua ise, zengin ve mal sahibinden meydana gelmez. İstek, ihtiyaçtan kaynaklanır. Öyleyse yoksulun bir niteliği de, istediği şeye sahip olmamaktır. Bir zengin bir şey istediğinde, neyi istediğini araştır! Acaba sahip olduğu bir şeyi mi istemektedir, sahip olmadığı bir şeyi mi? Dikkatini çektiğimiz tarzda bu konuda bir yargıya varabiliriz. Allah yoksullara ilgi göstermiş, onların zenginlerden bir şey istemesini Allah'tan bir şey istemek yaparak şöyle buyurmuş tur: 'Zekât veriniz. Başka bir ayette ise 'Allah'a iyi borç veriniz, buyurmuştur. Kutsi bir hadiste ise 'acıktım, beni doyurmadın' buyurur. İsteği gerektiren niteliği anladığında, nasıl isteyeceğini, kimden ve ne isteyeceğini, hangi elin vereceğini ve bunun için ne yapacağını öğrenirsin. Ayrıca, istek esnasında içinden ve dışından elleri kaldırmayı ve bunların arasındaki farkı da öğreniriz.
Reklam
Hacer-ül Esved
Hacer-ül esved, Allah'ın sağ elidir. Allah sûretine göre yaratmış olduğu insan için de bir sağ el yarattı. Bu nedenle tavafın Allah'ın eliyle insanın sağ eli arasında olmasını emretmiştir. Böylece insan, iki güç ile desteklenir ve bu durumda şeytan insana gelebilecek bir yol bulamaz. Çünkü şeytanın sağa karşı yolu yoktur. O, kulun kalbine vesvese verir ve o sol tarafa meyillidir. Bu durumda tavafta Hakk'ın sağ eli tavaf edeni muhafaza eder. O kendi varlığında da bir sağ ele sahiptir. Öyleyse insan sürekli korunur. Bu dengeden ayrıldığında ise -ki o Irak tarafından Yemen tarafına dönmektir- Allah'a ait olan evin inayeti insanı korur. Şöyle sorulabilir: 'Allah İblis'in bize sağ taraftan geleceğini bildirmiştir. Buna şöyle karşılık veririz. Burada şeytanın kastettiği sağ, sağ organ değildir, çünkü şeytan organlara vesvese vermez. Ayette geçen sol da sol organlar ya da ön, insanın önü ya da ardı değildir. Şeytanın vesvese verdiği yer, kalptir. Bazen şeytan, sağ veya sol veya arka ya da ön ile ilgili fiillere ve davranışlara zarar veren vesveseleri kalbe aktarır. Biz burada derken, bu özel yönü kastediyoruz. Şöyle sorulabilir: 'Müşrik de sağ ele sahiptir. Şöyle deriz: Ne gerçekleşiyorsa toplamla gerçekleşiyor, toplam ise ancak mümin adına gerçekleşiyor. İşte 'sağcılardan ise 252 ayetinin anlamı budur. Burada 'sağ', organ değil, biatleşmenin kendisinde gerçekleştiği ele işaret eder.
Sayfa 340
Malumunuz hacerü'l-esved, siyah tas demektir. Beytullah'ta gidip el, yüz sürmek ve pmek icin insanlarin birbirlerini ezip ulasmaya çalistigi siyah bir tas. Hz. Ali, "Biliyorum sen siyah bir tassin fakat seni Resûlullah öptü diye püyorum" buyur- mustur. Birgün Resûlullah'in siklarindan biri, hacerül-esvedi de- falarca ptükten sonra tasi adeta yalamaya baslar. Etrafindaki- ler "Ne yapiyorsun?" diye sorarlar. O da cevaben, "Resûlullah acaba nereyi pmüstür diye O'nun izine isabet etmek iin ta- sin her yerini pmeye çalistyorum" der. Kurbanim bak! Ask, mürsid olunca yasananlar derse ko-nu oluyor.
Ben babam İbrahim’in duasıyım. Annem Hacer’in rüyasıyım.* (Hz. Muhammed s.a.v.) İbrahim tevhit rehberi, İbrahim tedebbür. İçindeki putu devirmeden başkasının putlarını deviremezsin. Hacer tevekkül, Hacer teşekkür. Kâbe mi ona komşudur, o mu Kâbe’ye? Kalbini Kâbe edenler bilir. İsmail teslimiyet, İsmail terbiye. Bazen bir bıçak öğretir sadakati, ne kadar keskinse o kadar güzel. *Lebbeyk, Allahümme Lebbeyk!* diye yankılanıyordu aşkın kıblegâhı Kâbe… Cenabı Allah, köle diye küçümsenen bir kadının kendisine olan aşkı ve imanına, çilesine, sadakatine bir hediye takdim ediyordu: Hacerü’l Esved. Hz. İbrahim önce içindeki kendi putunu devirdi. Sonra babası Azer’in el emeği göz nuru yaptığı bütün putları un ufak etti. Her peygamberin bir kalp okulu vardır, bir de ruh miracı. Kimine ağaç, kimine mağara, kimine kuyu vahiy okulu olmuştur. Hz. İbrahim’in okulu da miracı da atıldığı ateş uçurumudur.
"Peki mekke'ye şimdi neden gitmiyorsunuz?" Diye sordu delikanlı. " Beni hayatta tutan mekke'dir. Hepsi birbirine benzeyen günlere,raflara dizilmiş şu vazolara, iğrenç bir aşevinde öğle akşam yemek yemeye katlanacak gücü veriyor bana. Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak . Sen, koyunları ve piramitleri hayal ediyorsun,. Sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. Oysa benim istediğim, Mekke'yi düşlemek sadece. Çölü geçişimi, kutsal taş Hacerul Esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce Kabe'nin çevresini 7 kez tavaf edişimi binlerce defa hayal ettim. Yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim . Ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum ; bu yüzden hayal kurmakla yetinmeye çalışıyorum. "
Sayfa 72 - canKitabı okudu
Reklam
Abbâs b. Rebia (r.a.) der ki: Ömer b. el-Hattab'ı Hacerül-esved'i öperken gördüm; öperken şöyle diyordu; "senin hiçbir fayda veya zarar vermeyen bir taş olduğunu biliyorum; Rasûlullah'ın seni öptüğünü görmemiş olsaydım seni öpmezdim."
Soru: Âdem’in (as) ağacın meyvesini yedikten sonra cesedinin karardığı nakledilmiştir. Bu durum, günahın Âdem’de (as) noksanlık anlamına gelen bir iz bıraktığını akıllara getirmektedir. Cevap: Onun bedeninin kararması, noksanlığının değil, aksine Şeyh’in 72. bâbda: “ Hacerü’l-esved, sütten daha ak olduğu hâlde cennetten indirilmiştir. Onu Âdemoğullarının hataları kararttı.”10 hadisi bağlamında zikrettiği gibi, onun efendiliğe (siyâdet) nâil olmasının alâmetidir. Şöyle demiştir: “ Âdem’in (as) cesedinin kararması da böyledir. Ağaçtan yemesi onun siyâdetine delâlet eder. Zira bunun neticesinde seçilerek yüceltilmişlerden oldu. Şayet ağaçtan yemeseydi, siyâdeti açığa çıkmazdı. Aynı şekilde Hacerü’l-esved de cennetten bembeyaz bir şekilde çıktığı için, onun dünyadaki siyâdetini açığa çıkaracak bir eser gerekmekteydi ki böylece cennete döndüğünde benzerlerinden ayırt edilebilsin ve Allah’ın yeryüzündeki sağ eli kılınarak, kendisine giydirilen yakınlık mertebesi açığa çıksın. Kâinatta efendiliğe sadece siyah renk delâlet eder. Yüce Allah, onun cennetten dünyaya gelerek efendi olduğunu bize bildirmek için, onu siyaha bürümüştür
Öpüşmek
El öpmek, alından öpmek, gözden öpmek... Kutsalları öpmek: Mushaf’ı öpmek, bayrağı öpmek, yer’i (Hacer’ül-Esved) öpmek... El etek öpmek... Öpüşmek... Alın, kaderin yazı alanı; secdenin son durağıdır. Alına konan buse şefkattir, sahiplenmedir, esirgemedir, gurur duymadır. Göz, en dürüst organdır. Kalbin aynasıdır. Sevenin sevdiğini öptüğü yerdir. Mushaf, kelam-ı ilâhîdir. Onu öpmek, hürmettir; emir ve buyrukları baş üstü etmenin ahdidir. El, dokunmanın aracıdır. Dua adabının temel davranışıdır. El öpmek, saygının ve itaatin mührüdür. Öpüşmek, oral erotizmdir. Şehvettir. Freud’a göre, cinsel edime yumuşak bir göndermedir. Erotojenik hazdır.
Sayfa 134Kitabı okudu
Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. Çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. Sen koyunlarını ve Piramitler'i hayal ediyorsun. Sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. Oysa benim istediğim Mekke'yi düşlemek sadece. Çölü geçişimi, kutsal taş Hacerül Esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce çevresinde yedi kez dönüşümü binlerce defa hayal ettim. Yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. Ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetiniyorum.
Reklam
okuyun
"Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum. Çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak. Sen koyunlarını ve Piramitler'i hayal ediyorsun. Sen benim gibi değilsin, çünkü sen düşlerini gerçekleştirmek istiyorsun. Oysa benim istediğim Mekke'yi düşlemek sadece. Çölü geçişimi, kutsal taş Hacerü’l-Esved'in bulunduğu meydana varışımı, ona el sürmeden önce çevresinde yedi kez dönüşümü binlerce defa hayal ettim. Yanımda kimlerin olacağını, önümde kimin olacağını, konuşacağımız şeyleri, birlikte edeceğimiz duaları bile hayal ettim. Ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum, bu yüzden hayal kurmakla yetinmeye çalışıyorum.”