İmam Hüseyn (Allah ondan razı olsun) Ubeydullah ibn Ziyada əsir düşmək istəmədiyi üçün Cümə gününün səhəri iki tərəf arasında döyüş başlayır. Əlbəttə ki, İmam Hüseynin (Allah ondan razı olsun) ordusunun sayı zalım dəstənin ordusunun sayı yanında müqayisə olunacaq belə deyildi. Ona görə də çox az və vəfalı olan bu dəstənin hədəfi yalnız İmam
- " (…) İslâm cemiyet ve beldesinin büyük meydanında ve bütün nazarlara karşı kadın, yüzünden, el ve ayaklarından başka hiçbir noktasını çıplak olarak gösteremeyecek derecede hayâ ve hicap ifade eder..."
“Guzum” diyor babaannem. “ zati izleniyoruz... zati attığımız her adımı, ittiğimiz her lafı tartacağız ya zaar terazinin kefesinde. Namazımız bittiğinde önce sağ yanımızdaki, sonra sol yanımızdaki meleklere selam virmez miyiz? Seccademizle birlikte sağımızdaki ve
solumuzdaki melekleri de mi bırakırız sanırsınız? Onlar her anımızı, her sevabımızı, her günahımızı kaydetmezler mi? Etrafımızda el olunca, ya da el bizi görünce mi hayalı ve edepli oluruz yalnız? Hz. Osman (r.a.) öyle hayâlı, öyle edepliymiş ki melekler bile hayâ idermiş onun hayâsından. Lafı dilde, canı tende tutmak maharet ister yavrım. Ittiğimiz her lafı düşünmek maharet ister. Lakin bizim başımızın üstünde yumurta küfesi var. Başımızın üstündeki küfe; hayâmız, edebimiz,imanımızdır guzum. Sağa sola yalpalarsak maazallah, küfeyi düşürüviririz. Biz böyle öğrendik.. Falan yerdeki adam bizi görecek diye hizaya girmezdik. Hizamız, kaydedildiğimizi bilmekliğimizdi."
Hz. Ebû Bekir: Sıdk/doğruluk ve sadakat ahlakı
Hz. Ömer: Kuvvet, güç ve adalet ahlakı
Hz. Osman: Hayâ, edep ve infak ahlakı
Hz. Ali: İlim, cesaret ve mücadele ahlakı
Hz. Hatice: Fedakârlık, vefa ve annelik ahlakı
Zübeyr b. Avvâm: İhlâs ve dostluk ahlakı
Talha b. Ubeydullah: Kerem ve cömertlik ahlakı
Ebû Ubeyde b. Cerrâh: Emanet ve emniyet ahlakı
Abdurrahman b. Avf: Ticaret, iş ve ehliyet ahlakı
Sa’d b. Ebî Vakkâs: Hamiyet ve hamaset ahlakı
Saîd b. Zeyd: Teslimiyet ve samimiyet ahlakı
Âişe bint Ebî Bekir: İlim ve içtihat ahlakı
Mus’ab b. Umeyr: Tebliğ sevdası ve dava aşkı ahlakı
Erkam b. Ebi’l-Erkam: Tâlim ve terbiye/Eğitim ve öğretim ahlakı
Ebû Zer el-Gıfârî: Tevazu, izzet ve zühd ahlakı
Esmâ bint Yezîd: Vakar ve itidal ahlakı
Nesîbe bint Kâ’b: Sabır ve iffet ahlakı
Sümeyra bint Ubeyd: Analık ve adayış ahlakı
Enes b. Nadr: Beklentisizlik ve cihad ahlakı
Abdullah b. Cahş: Takva ve şehadet ahlakı
Ümmü Eymen bint Sa’lebe: Rahmet ve merhamet ahlakı
Habbâb b. Eret: Tevazu ve direniş ahlakı
Abdullah b. Mes’ûd: Hüküm ve hikmet ahlakı
Ammâr b. Yâsir: Hakka ittibâ ve sebat ahlakı
Bilâl-i Habeşî: Sevgi ve tevekkül ahlakı
Selmân-ı Fârisî: Hakikat arayışı ve güven ahlakı
Selef, Allah'ın isim ve sıfatlarını, herhangi bir te'vil, ta'til, teşbih ve temsîl olmaksızın ittifakla kabul etmiştir.
Bu esasa muhalefet edenler iki kesimdir:
1- Cehmiyye: Isim ve sıfatların hiçbirini kabul etmezler.
2- Mu'tezile: Hiçbir sıfatı kabul etmezken, isimler ile âhkamı kabul ederler. Derler ki: "O alîmdir fakat ilmi yoktur, Kadîrdir kudreti yoktur, hayy'dır hayatı yoktur..." Böyle bir kanaat son derece tutarsızdır. Çünkü sıfatsız olarak bir mevsûfu kabul ederek sıfatın özelliğini mücerred (yani sıfatı bulunmayan) bir zat hakkında kabul etmek şer'ân bâtıl olduğu gibi aklen de imkânsız bir şeydir.
Eş'arîlerle onlara tâbi olanlar; " Meânî sıfatları" adını verdikleri ve akıl ile sabit olduğunu ileri sürdükleri yedi sıfatı kabul etme hususunda ehl-i sünnet' e uymuşlardır. Bu sıfatlar; hayat, ilim, kudret, irade, semî, basar ve kelâm' dır. Fakat haberlerde sahih olarak belirtilmiş haberî sıfatlardan olan ve yedisi dışında kalanları kabul etmeme noktasında da Mu'tezile'ye uymuşlardır.
Kitap, sünnet ve sahabe ve faziletli kılınmış nesillerin bütün bu sıfatların sabit olduğunda İcma etmiş olmaları, bunların hepsine karşı bir delildir.