Ben tatlı, içimi ısıtan kafamı dağıtacak bir kitap okuyayım diye başlamıştım ama kitabın son yarısı içimden geçti...
Kitapta o kadar gerçek ve abartılmadan dram yazılmış ki dram bile demek istemiyorum aslında. Hele de şuan içinde bulunduğumuz durumu da düşününce kitap beni mahvetti.
Savaş halinde olan bir ülke, pahalılık, yaşam sıkıntıları, yeni evli olup eşini, ailesini bırakıp savaşın göbeğine giden askerler... Her biri ayrı perişan etti beni.
Böyle yazdığımda kitabın her yerinde salya sümük ağladığımı falan düşünmeyin. Kitap öyle yazılmış ki, ne güldürürken ne ağlatırken sizi boğmuyor.
Hele de diğer tarafta o kadar naif, gerçek, aralarındaki o derin ve temiz sevgiyi size çok güzel geçiren bir ilişki de var. Mihra ve Yusuf Âgâh... Yusuf o kadar güzel seven bir erkek ki sizi kendine hayran bırakıyor. Aralarında el ele tutuşmaktan ileri gitmeyen ama okurken gözlerinizden kalpler fışkırtan bir ilişkileri var.
Ve de Elif ve Bilal... İkisini her düşündüğümde boğazıma bir yumru oturuyor. Hele bir sahneleri var, elim kalbimde gözyaşlarım aka aka okudum. Gerçi yarıdan sonra Bilal'in her sahnesini öyle okudum ama o sahne çok ayrıydı.
Eğer tatlı bir ilişki, sıcak bir aile, asker kurgusu karışımı olarak başlayıp hayatın acı gerçekleriyle devam eden bir kitap okumak isterseniz şahane bir kitap. Okuyun. Yazım dili, özellikle de karakterleri çok güzel. Keyifli okumalar dilerim.