Bakma fakirmişim, kimsesizmişim;
- Akşam üstüne doğru, kış vakti -
Benim de sevdalar geçti başımdan.
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış;
Zamanla anlıyor insan dünyayı.
Ölürüz diye mi üzülüyoruz?
Ne ettik, ne gördük şu fani dünyada
Kötülükten gayri?
Ölünce kirlerimizden temizlenir,
Ölünce biz de iyi adam oluruz;
Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış,
Hepsini unuturuz.
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa
Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde
Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa
Bil ki seni düşünüyorum
Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin,açıl
Örtün karanlıkları masmavi denizlerde
Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl
O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde
Bil ki seni bekliyorum
Ateş oldum, yanıp tutuştum kendi düşüncelerimden.
Niye bu katılık, bu güvensizlik, bu nefret?
Derisini değiştirmeyen yılan, kafasını değiştirmeyen insan, ölmeye mahkumdur.
Sadece bir aptal sürekli taşlara ya da insanlara takılır.
Bazı sırlar vardır, yalnız dostlara anlatılacak.
Bazı sırlar vardır, dostlara bile anlatılmayacak.
Bazı sırlar vardır, kendimize bile açıklanmayacak... neyse,
Doğrular ve yanlışlar yoktur, sadece yorumlar vardır.
Beni anlamıyorlar.
Ben, bu kulaklara göre ağız değilim.
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia.
Böylelikle küçük prens tilkiyi evcilleştirdi. Ve ayrilma vakti geldiğinde "Ah! Sanırım ağlayacağım"dedi tilki.
"Bu senin hatan" dedi küçük prens. "Ben sana zarar vermek istemedim. Seni evcilleştirmemi sen istedim.
"Doğru, haklısın" dedi tilki.
"Ama ağlayacağını söyledin!"
"Evet, öyle."
"O halde bunun sana hiçbir yararı olmadı."
"Hayır, oldu. Buğday tarlalarının rengini gördükçe seni hatırlayacağım. Şimdi git ve güllere bir kez daha bak. O zaman kendi gülünün evrende eşsiz ve tek olduğunu anlayacaksın.
Ax! Gecələr yatmamışam,
Mən sənə lay-lay demişəm.
Sən yatalı, mən gözümə
Ulduzları say demişəm.
Hər kəs sənə ulduz deyə,
Özüm sənə ay demişəm.
Səndən sonra həyatə mən,
Şirindisə, zay demişəm.
Neden bütün o uykusuz geceler sınırsız bir neşe ve mutlulukla dolu bir anmış gibi geçər....
Hayalperestimiz onu yalnızca baştan çıkarıcı rüyalarda mı gördü yani, hepsi hayali bir tutkudan mı ibaret?
Sayfa 25 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
...sanırım nihayet ona olan aşkımı anlamış ve benim bu çaresiz aşkıma acımaya başlamıştı.Böyledir, mutsuzken başkalarının mutsuzluğunu da daha çok hissederiz..
Sayfa 43 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ah Nastyenka! Yalnız kalmak, tamamen tek başına kalmak ve hayıflanacak bir şey bile bulamamak ne kadar boğucu... hiçbir şeye benzemez, hiçbir şeye... Çünkü elinden kayıp gidenler, bütün o yitirdiklerin aslında bir hiçlikten ibaret,saçma,yusyuvarlak bir sıfır, yalnızca ve yalnızca kafandaki hayaller!
Sayfa 29 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Değersiz kağıtlardan koptu yazdığın sözler,
Zamanın ötesinde,sonsuzlaşacaq hepsi;
Yeter ki,en azından,şu beyinle şu yürek
Yaşamı sürdürsünler güç alarak doğadan,
Onlar unutkanlığa yenik düşünceye dek;
Senin yazdıkların kalkmayacak ortadan.
Sayfa 122 - iş bankasi kültür yayınlarıKitabı okudu
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep, hep yeniden başlamak isterim.