Böylesi rejimlerin -Komünist,Kapitalist ya da Faşist fark etmez- en çok düşman oldukları şey, İslâm ve Müslümanlardır. Çünkü sadece İslâm onların gayrimeşru yani gayri insani sistemler olduğunu,insanları ezdiklerini söylüyor. Tabi ki "Müslüman" derken, Amerika'nın emri altında iktidarlarını sürdüren,günlerini gün eden "Müslüman isimliler"i kastetmiyoruz!
Beşeri sistemlerin temel işleyiş biçimi ile alakalı
Bu devlet pramidinin en tepesinde bütün yetkileri elinde bulunduran Firavun, onun hemen altında kendisini parayla destekleyen Karun ve siyasi ve askeri olarak destekleyen haman yer alır. Her şey bu üçlünün elindedir. Firavun, Haman ve Karun. Onun içindirki allah Hz Musayı sadece firavuna değil haman ve karuna da göndermiştir. ...
Piramit en tepe de oturan tağuta doğru daraldığından yani üst kölelik makamlarının kadroları azaldığından, yukarı doğru çıkıldıkça köle sınıfları arasındaki ve özellikle bir sınıfın birey köleleri arasında amansız bir "Kadro kapma" mücadelesi başlar. Ve bu mücadelede birey köleler birbirlerini yerken, tepedeki tağut keyif içerisinde sömürü rejimini devam ettirir.
Aslından tüm beşeri sistemlerde idare mekanizması aynı piramit sistemiyle çalışır.
Sayfa 16 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Kerbela
Hz. Hüseyinin cesedini yere uzatıp atlara çiğnettirdi ibn ziyadın emri gereğince. Kerbela islam değil, cahili arap asabiyeti kokuyordu artık. Resulün torununu öldürmeye koşarken, Ayet kuran duymak istemiyor, Tanrılaştırdıkları kimselere kulluklarını ifa ediyorlardı yezidin askerleri...
Sayfa 51 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Kerbela
Zulmünde ispanya engizisyonuna örneklik eden İbn Ziyad Hz. Hüseyinin kafasını yere atıp bir çomakla oynamaya başladı. Sopayı hz hüseyinin ağzına sokuyor, alay ediyor eğleniyordu kendi dinince. Kendi dinince diyoruz çünkü o artık hevasını ilah edinmişti. Tıpkı bu gün müslümanlara zulmeden ve fakat müslüman geçinen mütegallibeler gibi...
Sayfa 52 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Minbere çıkıp şöyle konuştu ibn ziyad.
Emirul müminin yezide ve onun hizbine yardım edip, yalancı oğlu yalancı hüseyin bin aliyi ve arkadaşlarını öldürerek hakkı gösteren allaha hamdolsun. Camide bulunan müslümanlardan Abdullah bin adi. İbn ziyadın bu küfürlerine şöyle karşılık verdi.
Ey fahişenin oğlu yalancı olan sensin. babandır; seni tayin eden ve onunda babasıdır. Ey fahişenin oğlu siz peygamber çocuklarını öldürüyor ve iyi insanların sözlerini kullanıyorsunuz.
Abdullah b. adi bu karşılığı verdi amma canından oldu. İbn ziyadın emri ile öldürüldü. ve devlet terörünü, tedhişini göstermek için cami de çarmıha gerildi.
Artık camiler allahın değil, yezidin kanunlarının infaz yeriydi.
Sayfa 54 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Harre Katliamı
Aralarında sahabenin de bulunduğu binlerce müslüman katledildi. Ensar ve Muhacirinun ileri gelenlerinden 700 müslüman öldürüldü yezid adına.
Katliamdan sonra yezidin komutanı olan müslim, medineyi yağmalamaları, canlarının istediğini öldürmeleri ve kadınlardan istediklerine tecavüz etmeleri için askerlerine üç gün mühlet verdi.
Ulul emr adına sahabi kızları peşkeş çekildi. devletin askerlerine. Üstelik bu devletin adı islam devleti. Başkanının sıfatı da müminlerin emiri idi.
Bin müslüman kızın bekaretini kirletti. devletin askerleri.
Bütün bunlar yezidin saltanatının devamı için.(Sıra mekkeye gelmişti.)
Sayfa 60 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
İnsan kendisini zenginleşmiş (bir makama gelmiş, imza yetkisine sahip olmuş, saltanatı eline geçirmiş,) görünce sapıtır. (Alak suresi 6-7)
Bunun en güzel misalinide Emevi sultanı Abdulmelik de görüyoruz. Nitekim abdülmelik hilafete getirilmeden önce muttaki bir müslümandı. zahid abid örnek bir mümindi. Öyle ki medine fukaası sayılanlar arasında girdi.
Yezid medine üzerine ordu gönderdiğinde; peygamber mescidinde ilim ve ibadetle meşkul olan abdülmelik şöyle demişti yanındakilere; Allaha sığınırım. Allahın haremi üzerine ordu gönderilir mi? Bunu söyleyen abdülmelik halife olunca medineye ordu göndermişti.
Rivayet edilir ki, Babasının öldüğü ve kendisine biat edildiği sırada abdulmelik kuran okumaktaydı. Kuranı kapatıp şöyle dedi: "Bu seninle olan son ahdimiz yani son görüşmemizdir."
Sayfa 84 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Tahtında oturduğu zaman yanında nöbetci bulunduran ilk sultanda abdulmeliktir.
Yanına bir yabancı girdiğinde de onu şöyle uyarıyordu Sultan abdulmelik:
"Beni yalanlama, sana sormadığımda konuşma, beni bana anlatmaya kalkışma, halkın durumundan da bana söz etme"
Arık yorum yapmaya bile gerek yok!.
Sayfa 90 - Beyan YayınlarıKitabı okudu