Insan yaşamı: Lord Henri'nin gözünde incelemeye değer olan tek şey buydu. Bu kadar değerli bir şey olamazdı. Gerçi inceleyen kişi yaşamı acılarla sevinçlerin karışımıyla dolu olan deney tüpünün içinde gözlemlerken, yüzüne camdan maske takamıyor, zehirli buharların beyni etkileyerek imgelemin garip fanteziler, şekilsiz hayallerle zonklamasını engelleyemiyordu. Öylesine sinsi zehirler vardı ki, insanın onların niteliklerini ayırt edebilmesi için onlarla zehirlenmesi gerekti. Gene de bu inceleme en sonunda insana nasıl da şahane bir ödül veriyordu! Dünya insanın gözünde nasıl da harikulade olup çıkıyordu! Tutkunun o tuhaf, katı mantığını ve zihnin duygusallıkla renklenen yaşantısını fark etmek, bu ikisinin nerede bir araya geldiklerini, nerede ayrıldıklarını, nerede uzlaşıp nerede çatıştıklarını gözlemlemek... Ne büyük bir kıvanç gizliydi bunda! Pahası kimin umurunda? Hiçbir heyecanın bedeli aşırı yüksek sayılmazdı.