Anlatım, sürükleyicilik Grange kitaplarına yakın. Ama acımasızlık ve şaşırtma daha fazla. En güzeli de mistik hava yok. İşi sonunda fantastik bir yere bağlamıyor ya da başka bir deyişle "doğa üstü olaylara".
Şayet yalnız hoşlukları, kolaylıkları toplayıp, zorlukları bırakırsak buna "aşk" denebilir mi? Güzeli sevip çirkini elinin tersiyle itmek en kolayı. Esas mesele iyiyi de kötüyü de sevebilmek; ayrım yapmadan. Sadece hoşumuza giden şeylere şükretmekte ne var? O kadarını Belh'in köpekleri de yapıyor zaten. Kemik verirsen seviniyor, şükranla kuyruklarını sallıyorlar. İnsan şüphesiz ki bundan fazlasını yapabilir. İyinin ve kötünün ötesine geçmek mümkün! Bir yer daha var: Tüm sıfatların mânâsını yitirdiği bir başka boyut!
Don Quijote:
‘Vardığında, o güzeller güzeli ne yapıyordu? Herhalde onu inci dizerken ya da bu bedbaht şövalyesi için altın iplikle arma işlerken buldun?’
‘Hayır, evinin avlusunda iki kup buğdayı kalburdan geçirirken buldum.’ diye cevap verdi Sancho.
‘O buğday tanelerinin, onun eli değince inciye dönüştüğünden emin olabilirsin’ dedi Don