Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ed-Dârr ve En-Nâfi
Şunu unutmamalıyız ki Allah yarattığı her şeye hem potansiyel zararı hem de potansiyel faydayı koymuştur. Dünyada ve eylemlerimizde faydayı bulmayı, zarardan kaçınmayı öğrenmeliyiz. Bizler; Allah'tan ve O'nun rızasından uzaklaştıracak şeylerden kaçınmak için elimizden geleni yapmalıyız.
Sayfa 103Kitabı okudu
İslam Tarihinde Kölelik
Kölelik, İslâm hukukunda hukukî ehliyeti tahdid eden hallerden biri olarak kabul edilmiştir. İslâm hukuku ilk defa kölenin insan olduğunu ve Allah huzurunda bütün insanların eşitliği prensibini getirmiştir. Dolayısıyla kölelere fena muamelede bulunmak yasaklanmış; efendiye kölesine kendi yediğinden yedirme, ayrıca elbise ve mesken ihtiyacını
Reklam
Hadis: Ümmetimin hayırlıları, onların cahilleri arasında belâ ve mücahede içinde bulunurlar. İzah: Malûmdur ki, her hangi bir cemiyet efradı arasında muhtelif tıynette, kabiliyette insanlar bulunur. Bunların düşünceleri, maksatları arasında büyük büyük farklar vardır. Bu cihetle aralarında vakit vakit dilsûz haileler zuhûra gelir, bihakkın fazilet ve kemal sahipleri ise bu haileler arasında acınacak bir halde yaşayıp dururlar. Bununla beraber yine o cemiyetin selâmet ve saâdetine hizmet etmeyi bir vecibe bilirler, ilim ve irfandan mahrum kimseler ise ilm ü fazilet erbabına karşı hasmâne bir vaziyet alırlar. Onların aleyhinde bulunmayı bir hüner sanırlar. Onların en güzel âmme hakkında en nâfi hareketlerini bile haset sâikasıyla geçemezler. Bu gibi kimseler biraz bilgi sahibi olsalar da ahlâk bakımından yine cahil sayılırlar ve bütün cahil olanlardan daha ziyâde tayibe lâyık bulunurlar. Bu gibi hallerine acınacak gafil, garezkâr kimselerin bu hallerini vaktiyle yazmış olduğum şu manzume biraz tasvir etmektedir.
Esrarengiz-ı Kur'aniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanlarda yaralarına en münasib bir ilaç, bir merhamet ve Şehadetin tehacümatına maruz kalma heyet-i İslâmiyeye en nâfi' bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.
2.Cilt
En sevdiği malı Allah rızâsı için veren sahâbîler arasında, Hz. Ömer’in faziletli oğlu Abdullah’ın ayrı bir yeri vardır. İbni Ömer hazretleri çok zengindi. Kölelerinin, câriyelerinin hesabı yoktu. Bu câriyelerden Dümeyne adlı çok güzel bir kıza gönlünü kaptırmıştı. Bilindiği üzere câriye, alınıp satılan bir nevi mal durumundadır. Abdullah İbni Ömer “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça, en iyiye eremezsiniz” âyetini hatırlayınca, Dümeyne’yi hemen âzâd etti ve onu mülkünden çıkardı. Daha sonra da âzadlı kölesi büyük âlim Nâfi` ile evlendirdi. Hulefâ-yı râşidînin beşincisi diye meşhur olan Ömer İbni Abdülaziz hazretleri çuval çuval şeker alır, fakirlere dağıtırmış. Ona: - Böyle yapacağına para dağıtsan olmaz mı? diye sormuşlar. O da: - Ben şekeri çok severim. Onun için sevdiğim şeyi infâk etmek istedim, demiş.
Dârr-Nâfi'
Ahirete hakkı ile iman eden bilir ki mümine asıl fayda sağlayan şey ahirette de faydalı olan şeydir.
Sayfa 315Kitabı okudu
Reklam
Abdullah b. Ömer'den (radıyallahu anh) birçok kişi hadis rivayet etmiştir. Bununla beraber muhaddisler. en sebt råviler olarak oğlu Sâlim ve mevlâsı Nafi'den bahsederler. Muhaddisler de bu şahsiyetlerin önde gelen råviler oldukları konusunda ittifak halindeyken hangisinin daha fazla zabta sahibi olduğunda ihtilaf etmişlerdir. Muhaddisler titiz olmalarından dolayı bir råvinin diğerinden önde geldiğini söyledikleri zaman bunu delillendirirler. İmam Nesâî (rahmetullahi aleyh) şöyle demiştir: "Salim ve Nafi' üç hadiste ihtilaf ettiler. Salim, Nafi'den birikimli olmasının yanı sıra daha kıymetlidir. Ancak Näfi'nin üç hadisi doğruya daha yakındır."
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.