Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Birdenbire, Epikuros'un ihtiyatlı hazcılığı ürkek bir adamın blöfü gibi göründü. Benim blöfüm.
İlk büyük hazcı hareketin geçmişi MÖ dördüncü yüzyıla, yani Kyreneli Aristippos'un kurduğu Kyrene okulu adlı düşünce okuluna kadar gider. Kyrene okulu mensupları (Kirenaikler), Sokrates'in mutluluğu ahlaki eylemin sonuçlarından biri sayan inancını vurguluyorlar ama aynı zamanda da erdemin hiçbir içsel (fıtri) değer taşımadığını düşünüyorlardı. Hazzın, özgül olarak da zihinsel haz karşısında bedensel hazzın nihai iyilik olduğuna ve derhal doyuma ulaşmanın, haz için uzun süre bekleme gerekliliğinden daha arzulanır olduğuna inanıyorlardı. Aristippos'un hazcılığından oldukça farklı bir hazcılık biçimi olan (Epikuros'un önderlik ettiği) Epikurosçuluk, Kirenaikleri izledi. Epikuros, hazzın nihai iyilik olduğunu kabul etmekle birlikte, hazza ancak dinginlikle ve derhal doyum yerine arzuyu azaltmakla erişildiğine inanıyordu. (...) Ortaçağda, Hıristiyan filozoflar hazcılığı reddettiler çünkü bunun iman, umut, günahtan sakınma ve başkalarına yardım etme gibi Hıristiyan erdemleriyle ve ülküleriyle uyuşmadığı kanısındaydılar. Yine de bazı filozoflar, Tanrı insanların mutluluğunu istediği için, hazcılığın da kendine has değerlerinin olduğunu savundular. Hazcılık, Jeremy Bentham'ın ve John Stuart Mill'in eserleri sayesinde en çok on sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda yaygınlaştı.
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Platon Bir Gün Kolunda Bir Ornitorenkle Bara Girer ile başarılı bir giriş yaptıktan sonra son serisi olarak yine heyecanlı ve güzel bir eser. Daniel Klein'in ölüme yaklaşırken ki düşüncelerinin Epikuros'un hazcılığı ve hayata bakışı ile ortaya serdiği kitabı. Bütün seri içinde en çok beğendiğim kitap oldu. Okuyun eğlenin ve filozoflar gibi düşünün :)
Filozofun Mutluluk Seyahatnamesi
Filozofun Mutluluk SeyahatnamesiDaniel Klein · Aylak Kitap · 2013263 okunma
Luther’le Calvin’in tam bir yarışa dönen çekişmeleri tarikat sayısını artırınca dinsel bütünlüğün ulusal bütünlüğü geliştireceği düşüncesi ortadan silindi. Oysa o dönem tam anlamında ulusal bütünlüklerin kurulma ve gelişmesi dönemiydi. Kuzey’de Luther’in açtığı yolda protestanlık gelişirken katoliklik de özellikle Güney’de varlığını korudu, ayrıca güçlendi. Kısacası XV. ve XVI. yüzyıllarda Rönesans’ın getirdiği insancı değerler karşısında çok büyük bir sarsıntı geçiren din kurumları XVII. yüzyılda toparlandılar, eskisinden çok daha güçlü ve çok daha bilinçli bir biçimde yaşama ağırlıklarını koymaya yöneldiler ve özellikle “misyonerlik” yoluyla dünyaya açılmaya başladılar. Pek çok aydının bu zamanlarda tanrıtanımaz diye izlenmesi ve tutuklanması bu güçlenmenin bir göstergesi olduğu kadar kralların sınıflararası dengeyi bozmama özeniyle ilgilidir. Rönesans insancılığıyla gelen özgür düşünce ve özgür düşünceyle gelen “bu dünya” tutkusu insanların dikkatini dinden daha değişik alanlara çevirmişti. Yeni düşünce dinsel dogmalar üzerine değil, Stoa usçuluğu üzerine, Epikuros hazcılığı üzerine ve Pyrrhon’dan kalma gibi görünen ama onu çok aşan bir kuşkuculuk düşüncesi üzerine temelleniyordu. Kilise bu pagan anlayışlarına karşı kendi gücünü ortaya koymalıydı.
Epikuros'un Hazcılığı
''Böylece hazzın erek olduğunu söylerken, bununla öğretimizi bilmeyen bizimle aynı görüşte olmayan ya da yanlış anlayan bazı kimselerin düşündüğü gibi, yoldan çıkmış insanların hazlarını ve cinsel hazları söylemiyoruz, tersine bedence acı çekmemeyi ve ruhça sarsıntı içinde olmamayı (ataraxia) anlıyoruz.''
Sayfa 56
Epikuros hazcılığı
Başka bir ifadeyle, acının tam yokluğu hazzın en üst sınırı, en yüksek noktasıdır.
Reklam