Yıllar önce izlediğim “14 Numara” adlı filmin finalinde, aktristin âşığını bıçaklayan psikomanyak, elindeki kanlı bıçakla genelev sokağında bağırıyordu:
“Seviyoruz laaannn!”
Hâlâ bu toplumun patolojik sevgileri, bu ülkenin varoşlarından bulvarlarına bir olağan merasim gibi hep aynı uğultuyla yankılanıyor sanki:
“Seviyoruuuuz laan!”
Anahtar sözcük: Sevgi...
Derin devlet, vatandaş seviyor... Öyle sevgiler var ki, “ıslah” etmek için “infaz” edecek kadar (!) Bazı babalar evlatlarını, komutanlar eratlarını, amirler memurlarını, üstler astlarını; özetle bu ülkede her erk kulunu seviyor: Evire çevire, döve söve...
Bir yerleri rastgele, içindeki “biz”leri ayırt etmeden bombalayanlar, bir “dava sevgisi” kararlılığını mazaret olarak iliştiriyorlar zalim eylemlerine...
Gazetelerde sık sık sevgi cinayetleri. Fail: “Aşkım için yaptım, sevgim için” deyince, maktul olmak adeta bir hak oluyor; katil masum oluyordu (!)
“Eşkıya” adlı filmde, arkadaşını jandarmaya ihbar edip sevdiğini alan Berfo, “Ne yaptımsa aşkım için yaptım” deyince, izleyicinin kolu kanadı kırılıyor; “hain adam” imgesi, anestezik etkisi olan bu cümleyle altüst oluyordu.