Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Erkan ERKAN

Erkan ERKAN
@erkanerkan
LİSANS
TÜRKİYE
43 okur puanı
Eylül 2014 tarihinde katıldı
Reklam
Hiçbir şeyden emin değildim ama bu rahatsız etmiyordu beni. Çünkü derin bir huzur vardı içimde, büyük bir mutluluk. Bilmemenin mutluluğu, anlamadan kabul etmenin huzuru, düşünmeden hissedebilmenin doygunluğu. Bilmek her zaman güzel değildi. Anlamak sevinç vermiyordu her zaman. Çözmek aklı doyursa da ruha iyi gelmiyordu.
Aşkın tek bedeli vardır, o da candır. Ölümle kutsanmayan aşk, aşk değildir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir Ayrılık Hikayesi... Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp, parmaklarımı kanatarak Kırası ya Çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki: -Seni seviyorum, ama nasıl, kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz, yüzde yüz, yüzde bin beş yüz, yüzde hudutsuz kere yüz...
Bir soru var aklımda, Sormayı hiç düşünmedim. Neden sormadığımı, Hiç sorma ! Bir an bile olsa hiç sorgulamadan, Zor da olsa hiç düşünmeden, Ve en önemlisi de, Nedensiz sevmeyi öğrendim. Üç kelimeyi hiç kullanamadım. Biri, SEN demeyi, hiç takısı olmadan. Diğeri, ÇOK demeyi, gür bir sesle, Ve en sonunda SEVİYORUM diye bilmeyi. İşte şimdi haykırıyorum. Öyle kulağa bir ses olarak değil, Gözün görsün diye, bir kalemle yazıyorum. Şu boş duran sayfaya, Bir ömürlük cümle yazıyorum. .........SENİ SEVİYORUM. ........
Sayfa 1
Reklam
İçeride on ikisi de öfkeyle bağırıyor, on ikisi de birbirine benziyordu. Artık domuzların yüzlerine ne olduğu anlaşılmıştı. Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı.
Mecazlarla ve imalı anlatımlarla dolu bu alıntıyı ince bir fikir mülahazasıyla anlamaya çalışın. Bakalım kim ne anlayacak :-) Kendiliğinden Gösteriler'in en büyük tutkunu koyunlardı; içlerinden biri vakit kaybettiklerinden ve soğukta dikilip durmaktan başka bir şey yapmadıklarından yakınmaya kalksa (bazı hayvanlar, gerçekten de, domuzlar ve köpekler ortalıkta görünmediği zamanlar yakınıyorlardı), koyunlar o saat bir ağızdan, "Dört ayak iyi, iki ayak kötü!" diye avazları çıktığı kadar meleyerek onu susturuyorlardı. Ama hayvanlar bu törenlerden genellikle hoşnuttular. Ne de olsa, kendi kendilerinin efendisi olduklarının ve yalnızca kendi yararları için çalıştıklarının anımsatılması, yüreklerini ferahlatıyordu. Böylece şarkılarla, tören alaylarıyla, Squealer'ın sıraladığı rakamlarla, tüfeğin gümbürtüsüyle, horozun ötüşleriyle ve bayrağın dalgalanışıyla, ara sıra da olsa, açlıklarını unutabiliyorlardı. Nisan ayında Hayvan Çiftliği'nde Cumhuriyet ilan edildi. Bir başkan seçmek gerekiyordu. Tek aday olan Napoléon oybirliğiyle başkan seçildi.